Süper Ligde Trabzon’un, en yakın rakibi Konyaspor’u da evinde yenerek şampiyonluk yolunun dikenlerini teker teker söktüğünü görüyoruz. Karadeniz fırtınası bu ligin beyefendisi. Abdullah Avcı ile takımın çehresi değişmiş. Yapılan kaliteli transferler ile sonuca gitmekte zorlanmayan bir Trabzonspor seyrediyoruz. Takım içindeki arkadaşlık, yardımlaşma, tribünlerdeki seyirci ile bütünleşme on numara. Trabzon futbolla yatıp futbolla yani Trabzonspor ile kalkan bir kent. Yıllar önce Ali Filizkan ile Trabzon’da maç izlemeye gitmiş kentin takımına olan sevgi selini görmüştük. Üç büyükler Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın birbirleri ile didişmekten düştükleri halleri ortada. Hafta sonu Fenerbahçe Giresun’dan galibiyetle dönerek deplasman fobisini yendi. Galatasaray ise Kayseri karşısında İstanbul’da bir puanı zor kurtardı. Hala düşme hatlarında dolaşmaktan utanmıyor. Durum böyle olunca Trabzon’un şampiyonluk imtihanını peki ile geçmesine engel kalmamış oluyor.

Haftanın derbi maçında kazanan Trabzonspor’un maç sonrası saha sevinci görülmeye değerdi. Bir kulüp tribünlerde kapalı gişe oynuyorsa taraftarı ile kenti ile şampiyonluğu hak edecek demektir. Trabzon Pazar akşamı şampiyon olmuş gibi seviniyordu. Tebrikler ama futbol cilveli bir oyun. Tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Trabzon’a dereyi geçip çayda boğulmak yakışmaz.

FENERBAHÇE 83 GÜN SONRA DIŞARIDA GÜLDÜ

Cumartesi Süper Ligde üç büyüklerden Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maçları vardı. Hava da güzeldi. Kendi başıma bir yürüyüşe çıktım. Zühtü Babacan’ın manav dükkanına uğradım. Bu arada Ulupark’ın işletmecisi Tarkan’ı aradım konuştum. Fenerbahçe’nin Giresunspor ile oynayacağı maçı Tarkan Kayhan’ın çalışma odasında izlemeye karar verdim. İstanbul’dan dönen hakem hocası Manisa hakemlerinin yüz akı Necmi Temizel’i aradım. Kendisi evde maçı izleyeceğini söyledi. Ben de hafta içinde Kayserispor’a elenen Fenerbahçe’nin Giresun sahasında ne yapacağını merak ediyordum. Tarkan çayımı getirdi. Maç başladı. Daha maçın başı Giresun bir geldi pir geldi. Chiquinho isimli futbolcusu Fenerbahçe kalesini tekrar devralan Altay’ı mağlup eden golü atmaz mı? Şaşırıp kaldım. Galatasaraylı olarak Fenerbahçe rakibimiz ama bu kadarı da olmaz diye içimden geçirdim. Tek kale oynadığı kupa maçında son saniye elenen Fenerbahçe’nin Giresunspor’a da kaybedecek olması beni Galatasaray Kayseri maçı öncesi endişelendirdi. Çünkü Fener yenildiğinde Galatasaray da ondan aşağı kalmıyordu. Neyse Fenerbahçe golü yedikten sonra geç de olsa sahada kendisini hissettirmesini bildi. Sarı lacivertliler Valencia ile beraberliği sağladılar. Beraberlik golünden önce Giresun Fenerbahçe ceza sahası içinde iki net gol pozisyonu yakaladı. Kaleci Altay’ı geçemediğini de belirteyim. Maçın şekli Fenerbahçe lehine dönünce ilk yarı 1-1 sonuçlanan maçın ikinci yarısında Pelkas tek başına klas hareketlerle Giresun kalesine indi ve çok şık bir galibiyet golünün sahibi oldu. Fenerbahçe golden sonra Giresun’da sahanın hakimiydi. Ve maçı kazanarak 5 deplasman maçından eli boş dönen Fenerbahçe zinciri Giresun karışışında kırmış oldu. Fenerbahçe 40 puanla ligin 6. sırasında yer aldı. Fenerbahçe kazanınca Galatasaraylı olarak ben de İstanbul’da biraz sonra oynanacak Kayseri maçından umutlanmış oldum. Bu arada unutmadan yazayım. Cuma akşamı İzmir’de Altay-Rize maçındaki yüksek tempolu her iki takımın da galibiyet için mücadele ettikleri maçı da keyifle izledim. Puanlar paylaşıldı. Altay için başarı.

CİMBOM ATEŞ HATTINDA KALMAYA DEVAM ETTİ

Galatasaray-Kayseri maçını analiz etmek çok zor. İlk yarısını Ulupark’ta ikinci yarısını evde seyrettiğim Aslan ne yapsa ne etse Aslanlığının kudretini sahada gollerle gösteremiyor. Ara transferde kadroya katılan Gomis Kayseri karşısında sarı kırmızılı forma ile sahadaydı. Karşılaşma öncesi tribünlerdeki coşkulu taraftarlar Gomis’e büyük sevgi gösterisinde bulundular. Kalede Pena da sarı kırmızılı ekibe güven getirmişti. Kupa yorgunu Hikmet Karaman’ın takımı Kayseri hafta içinde Fenerbahçe karşısında nasıl bir oyun sistemi ile oynamışsa ligde Galatasaray karşısında aynı oyun sistemini oynadı. Sahasında mücadele etti. Galatasaray’ın ataklarını başarı ile ilk yarıda karşıladı. Genç Bilal kalesinde devleşti. 7 net gol pozisyonunda Bilal ne Gomis’e ne Kerem’e ne Babel’e gol fırsatı vermedi. Devre bitince doğru eve giderken hasta Galatasaraylı ucuzcu marketin sahibi Murat maç nasıl diye sordu. Berabere deyip eve geldim. Televizyonun başında izlemeye başladım. Torrent denen teknik adamı daha maçın 59. dakikasında Gomis’i çıkarıp Mohammed’i oyuna alınca çıldırdım. Ve Levent Tüzemen dostuma hak verdim. Fatih Terim’den sonra Galatasaray’ın teknik direktörü Torrent olmamalıymış, oyuna Mohammed’i al ama Gomis ile birlikte oynat çıkar Babel’i ey mübarek adam. Galatasaray bastırıyor Kayseri sahasından çıkmadan akınları kaleci Bilal ile önlüyor. Bir de 69. dakikada ilk gelişinde Cardoso ile Galatasaray kalesine gol atmaz mı, kahroldum. İyi oynarken gol yemek ben böylesine garip bir vuruşla gol görmemiştim. Cardoso vole vuruyor top yere vuruyor ve yükselip kaleci Pena’nın üzerinden gol oluyor. Sonra Mohammed Afrika dönüşü düşme hattında gezinen Cimbom’a bir puan kazandıran golü 85’de atıyor. Yorumcuları dinliyorum. A Spor’da Levent Tüzemen hoca ile bu gidişatın Galatasaray’da düzelemeyeceğini iddia ediyor. Başkan Burak Elmas “Hocanın arkasındayız” diyor. Hani bir şarkı var çile bülbülüm çile diye Sabah Gazetesinin Pazar günkü sayfasında bu maç için “ÇİLE ASLANIM ÇİLE” başlığı atmış. Doğru. Bu takımı kuran bu hallere getiren Fatih Terim’in olduğu gerçeğini unutmuyorum. Galatasaray düşmez diyorlar. Futbolda her şey olur.