Milli maç arasına zirve mücadelesi yapan Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon ve Galatasaray 3 puanla girdi. Fenerbahçe liderlik koltuğuna oturdu. Beşiktaş, Trabzon ve Fenerbahçe rakiplerini aynı skorla 2-1 yendi. Haftanın son maçında Galatasaray Rize deplasmanında 101. dakikada nefes kesen mücadelede gelen golle 3 puana ulaştı. Yıllarca unutulmayacak maçın skoru Rize 2- Galatasaray 3. Haftanın son maçından başlamak istiyorum bir Galatasaraylı olarak. Son zamanlarda böylesine bir maç izlemedim. Maç öncesi Rizespor başkanı Tahir Kıran maçın tansiyonunu yükseltmişti. Marsilya’dan 1 puanla dönüp Avrupa’da iyi durumda olan Galatasaray’ın ligdeki hali perişandı. Rakipleri kazanırken aslan ormanda yaz uykusundaydı. Gündüz oğlum Gökhan ve torun Ertuğrul ile Fenerbahçe-Kasımpaşa maçını Organize Sanayi Bölgesinde seyrettim. Kanaryanın 2-1 yendiği maçta Kasımpaşa maçın ikinci yarısında inanılmaz goller kaçırdı. Kazanan haklıdır öyle veya böyle Fenerbahçe maçı kazanmış ve liderlik koltuğuna oturmuş oldu. İkide bir torun Ertuğrul Galatasaray-Rize maçı için babasına maçın ne zaman oynanacağını soruyor. Ben, oğlum Gökhan ve torun Ertuğrul maçı evlerimizde seyrettik. Maç başlayınca hiç umutlu değildim. Rize’nin sağanak yağmurunda Rizespor ile Galatasaray’ın mücadelesinin kıran kırana geçeceği belliydi. Ne var ki aslan Rize’de saha şartlarına bakmadan kükrüyordu. Henüz daha 5. dakikada Muhammet suskun ayaklarını golle buluşturuyordu. “Hayırdır?” dedim. Bu hırs ve mücadele nereye kadar dememe kalmadı. İlk gelişinde 17. dakikada Rize durumu 1-1 yaptı. Ardından 26. dakikada aynı futbolcu Rize’yi evine 2-1 öne geçiriyordu. 9 dakikada 2 gol yiyen deplasman fobisi devam eden Galatasaray’ın hali normale dönüyor, beni de kahrediyordu. İlk yarı böyle bitti. Uzun süredir görüşemediğim Sayın Bakanım Sümer Oral’ı aradım. “Olacak iş mi sayın bakanım gol atıyorsun, kısa sürede 2 gol yiyorsun?” deyince sustu ve “İkinci yarıyı bekleyelim” dedi. İçimden “Beklenecek ne var ki Galatasaray bu” diye söylendim ve ikinci yarı unutulmaz heyecan dolu bir müsabaka seyrettim. Hamza Hamzaoğlu ile Rize derlenmiş toparlanmış Galatasaray’a kök söktürüyordu. 75. dakikada Mustafa kendisinin ve Galatasaray’ın ikinci golünü atınca puanı kurtardık gibi geldi bana. Sonra 15 dakika ve uzatmalarda neler oldu neler, Rize 86. dakikada penaltı kazandı. Atamadı. Rize de Galatasaray da oyunu bırakmış değildi. Oyun uzadıkça uzadı. Rize inanılmaz goller kaçırıyor. Korner üzerine korner atıyor. Bitti bitecek derken ani kontra atağın sonlanması yönünde karar veren hakem Ali Palabıyık’ın sayesinde Galatasaray sonradan oyuna giren Diagne rakiplerini yıktı geçti. Hakem devam dedi ve verdiği pasta Morutan ile zafere ulaştı. Ben şaşkındım oğlum Gökhan “Böyle maç olmaz” diyordu. Torun Ertuğrul “Kazandık dede kazandık” diye telefonda bağırıyordu. Dün gazetelerimi almaya gittiğimde Fenerli Erdoğan “Gol atana kadar maçı uzattı” dedi. Ben de “Hakemler hep Fener’e mi yardım edecekler olsun o kadar” dedim. Aslında Rize’deki maçı en iyi şekilde bana göre Sabah’ta Bülent Timurlenk yorumlamış “AKSİYON, DRAM VE KOMEDİ” başlıklı köşe yazısında “Bazı filmler bittiğinde senarist duyacakmış gibi yok artık dersiniz, yüz mermiden kurtulan kahramanın yüz düşmanını yere serdiğinde film bu der geçersiniz ya dün Rize’de film gibi bir 90 dakika izledik. Ama bu hayatın ta kendisiydi. Türünü ister aksiyon ister dram ya da hakem tarafından bakarsanız komedi diyebilirsiniz” ben de diyorum ki Fatih Terim şansı.