Filistin topraklarını işgal edip 14 Mayıs 1948’de Siyonist rejimini kuran İsrail’in soykırım politikaları 73 yıldır sistematik bir şekilde sürüyor. 10 Mayıs’tan beri İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 61 çocuk,36 kadın 213 Filistinli şehit oldu. Bin yüz kişi de yaralandı. Batı dünyası İsrail katliamları karşısında kulaklarını ve gözlerini kapayıp seyrediyor. Batının ikiyüzlülüğü karşısında Türkiye, İsrail’in Filistin’e karşı yaptığı insanlık dışı katliamlarını bir an önce durdurması için büyük çaba sarf ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta bütün İslam alemini ayağa kaldırmak için telefon diplomasisini gece gündüz sürdürüyor. Bu katliam ne zaman durdurulacak bilinmiyor. Manisa’da da İsrail’e tepkisini Hatuniye Cami önünde dile getirdi. Filistin halkına dua etti. Manisa Baro Başkanı Avukat Ali Arslan da İsrail’i kınadı.

Arap ülkeleri ile İsrail arasında 1948 yılında yaşanan Filistin işgaline engel olunamazken İsrail’in kurulduğu günden beri Filistinli Müslüman kardeşlerimizin acıları dinmiyor. Birleşmiş Milletler 10 Mayıs’tan beri devam eden İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 10 bine yakın Filistinlinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı. İsrail’in acımasız saldırıları bayram sürecinde ziyaretlerde yaşandı. Gazze’ye düzenlenen hava saldırısında bir evde bayram ziyaretine gelmiş misafirler dahil aynı aileden 8’i çocuk 10 kişi hayatını kaybetti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri müdahaleleri sürerken dünyanın birçok kentinde 14 Mayıs 1948’de İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesinin ardından yüzbinlerce Filistinlinin maruz kaldığı tehcir anılıyor. Bugün dünya genelinde Filistin mülteci nüfusu 6 milyonu geçti.

DOĞU KUDÜS’Ü YAHUDİLEŞTİRME PLANI

İsrail’in başlattığı bu saldırıların arkasında Doğu Kudüs’ü Yahudileştirme planı yatıyor. İsrail Birleşik Kudüs’ü başkenti olarak görüyor. Filistin’de Doğu Kudüs’ü gelecekteki bağımsız devletinin başkenti olarak kabul ediyor. 1967’den beri Doğu Kudüs’ü işgal eden İsrail buradaki Yahudi ve Filistinli nüfusa ayrımcılık yaparak Arap nüfusunu burada yaşamaktan caydırmaya çalışıyor.

Doğu Kudüs’te doğan Yahudiler otomatik olarak İsrail vatandaşı oluyor. Filistinlilere ise oturma izni veriliyor. Dünya tarihinde böyle bir işgal ve soykırımın örneği var mı diye soruyorum. Siyonist rejimin temel hedefi Filistinsiz bir Filistin yaratmaktır. Filistin halkının şanlı direnişi yıllardır bu topraklarda sürüyor. Amerikan yönetimi ne yaparsa yapsın Filistin halkının direniş iradesini kıramayacaktır. Bir gün gelecek Siyonistlerde Naziler gibi hesap verecek. İşledikleri her suçun cezasını çekeceklerine inanıyorum. Tarihe baktığımızda ikinci Abdülhamit Filistin’e Yahudi göçünü önlediğini görüyoruz. Sultan Abdülhamit 1880 yılında çıkardığı kanunla Yahudilerin Filistin’e göçmen olarak yerleşmesinin kapısı kapatıldığı tarih profesörü Erhan Afyoncu tarafından belirtiliyor. Birçok ülkeden kovulmuş perişan durumda yerleşecek yer arayan Yahudilerin durumuna acıyan Osmanlı yönetimi 1882’de Yahudilerin Filistin haricinde gösterilecek yerlerde 100-150 haneyi geçmeyecek şekilde yerleşmeleri şartı ile ülkeye kabul edilebilecekleri kararını aldı. Ancak mahalli yöneticiler ve bölge halkının bir kısmı hükümetin yasağına rağmen büyük paralar karşısında Yahudilere toprak sattıkları da bir gerçek. İkinci Abdülhamit Avrupa ve Rusya’dan kovulan Yahudilerin Filistin ve Kudüs’te devlet kurma düşüncelerini fark ettiği için 19.yüzyılın sonlarında Filistin’e yerleşmelerini engelleyen bir Osmanlı padişahı olarak biliniyor. Yahudilerin 70 senedir cereyan eden katliamlarının başlamasını yarım asır geciktirdiği tarih hocaları tarafından anlatılıyor. Yahudiler para gücü ile ülkeleri ellerinden gideceğinin farkında olmayan toprakları satmaları İsrail devleti temellerine ilk harçları koydular. Bugün 70 yıldır Filistin İsrail’in saldırıları ile karşı karşıya yaşıyor.