Ülke ekonomisinde kırılganlık enflasyon oranlarının yüksekliği, döviz ve altında yükselişin devam ettiği hayat pahalılığının alıp başını gittiği ortamda, affını isteyen Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın yerine Nureddin Nebati’nin Maliye Bakanlığına atandığı ülkemizde vatandaşın her yerde ‘ne olacak halimiz?’ diye konuştuğu Manisa cadde ve sokaklarını gezdim. Sıkıntı var mı? Var. Bunun farkında olan ülkeyi yöneten Cumhur İttifakı ve Başkan Erdoğan bu sıkıntıların 2022’de alınan tedbirlerle çözüleceğini söylüyor. CHP’nin de Mersin’den başlayan mitinglerine Kocaeli ile devam edeceği anlaşılıyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yarın Manisa’da. Böyle tedirginlik içinde yaşanan ortamda Muradiyeli Dergah’ın sahibi dağ tutkunu Ahmet Çiftçi beni aldı, Spil Dağı’nın eteklerine doğru gitmeye ikna etti.

SPİL YOLUNDA

Oğlu Hasan Hüseyin Çiftçi arabayı kullanıyor. Uzun süredir çıkmadığım Spil Dağı’nın yollarındaki araç trafiği beni şaşırttı. Gittiğimiz gün hava da güzeldi. Manisa manzarasını izleyenleri görünce bu nasıl ekonomi, hayat pahalılığından geçim derdinden yakınıyoruz. Ama yaşantımızdan da zerre kadar taviz vermiyoruz. Ahmet Çiftçi korona sürecinde yaşamını sürdürdüğü Spil’in eteklerindeki kulübesine beni götürdü. Tapulu arazisinde yapmak istediği turizm yatırımından bahsetti. Oğlu Hasan Hüseyin Çiftçi Spil’e yabancı turistin ilgi çekeceği bir dinlenme tesisi yapmayı planladığını anlatırken yoldan Spil’in zirvesine doğru giden araç trafiğinin de arttığını gözlemliyorum. Doğa ile pek aram olmamasına rağmen yıllar sonra Ahmet Çiftçi ile Manisa’yı tepeden bir süre seyrettim. Benim için değişiklik oldu ve Manisa’ya döndüğümdü Söğütaltı Kahvesinin önünde Veziroğlu’nda kavun eken yaz aylarında ürünü getirip satan Faruk Öz’ün traktörle geldiğini gördüm. Römorkta tarladan topladığı son kavunlarını getirmişti.

KAVUNLARIN LEZZETİ

Yeni yıla girerken Veziroğlu kavunlarından aldım. Üretici Faruk Öz römorktaki kavunlardan seçe seçe bana iki torba kavun hazırladı. Kuyumcu Serdar ile kavunları eve bıraktım. Mevsime göre lezzetleri iyiydi.

HAŞİM AĞAR İLE KORDON BOYU

Haşim Ağar dostum Muradiye’deki çiftlik günlerini sonlandırarak Manisa’ya döndü. Geçenlerde beraber bürosunda eski günleri konuşuyorduk. Manisa medyasını çıkardığımız Haber ve Hayat ile nasıl hareketlendirdiğimizi dile getirirken Haşim Ağar’ın telefonu çaldı. Haşim Ağar konuşmaya başladı. Arayanın ANKA Enerji İnşaat Jeotermal Ticaret A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı Yakup Madan olduğunu öğrendim. Yakup Madan’ı Bayındırlık ’tan tanıyan Haşim Ağar bir süre görüştü. Bana dönerek ‘Yakup, İzmir’e davet ediyor’ dedi. Gün belirlendi. Haşim’in oğlu Hakan bizi Kordon’a bıraktı. Birlikte Kordon boyu yürümeye başladık. Perşembe akşam üstü olmasına rağmen Kordon cıvıl cıvıldı. Eski günleri yad ederek Deniz Restorana oturduk. Yağmurlu bir akşam olmasına rağmen Deniz Restoran özel müşterileri ile dolup taşıyordu. Yılmaz abinin oğulları Ercan ve Metin görev başındaydı. İlgilendiler, masayı donattılar. Yakup Madan ile Haşim Ağar geçmişi konuşuyorlar, ben dinliyorum. Enerji ile ilgili Bodrum’daki yerlerinden bahsetti Yakup Madan. Deniz Restoranda birçok dostla konuşma fırsatı yakaladığımız bir akşam geçirmiş oldum. Hakan Ağar bizi Manisa’ya getirdi.

AYNI ALİ

Uzun süredir Aynı Ali’ye gitmiyordum. Talu Çiftçiliğinin ortaklarından Osman Talu yurtdışından döner dönmez Manisa’ya gelmiş, beni aradı. Buluştuk birlikte Aynı Ali’yi gittik. Ahmet Songüler ve Nizamettin Etyemez ile birlikte olduk, oradan Öcal Uluç’u aradım. Hal hatır sordum. “Aynı Ali formunu bulmuş, gel” dedim. Öcal Uluç hocam bekliyoruz.