Son zamanlarda tüm Türkiye’yi yasa boğan haberler, yüreklerimizi yaktı… Dokuz vatan evladı; anne, baba, eş, evlat, sevgili hasreti çeken dokuz can vatanı uğruna canlarını feda etti.

Hepsinin ismini tek tek yazmak istiyorum… Çünkü bu toprakları vatan yapan, vatan toprakları uğruna gözlerini kırpmadan canlarını siper eden 9 gencin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz.

P. Uzm. Çvş. Serkan Sayin, P. Ütğm Gökhan Delen, P. Söz. Er Müslüm Özdemir, P. Söz. Er Kemal Batur, P. Söz. Er Emrullah Gülmez, P. Uzm. Çvş. Hakan Gün, P. Uzm. Çvş. Ahmet Köroğlu, İs. Söz. Er Murat Atar, İs. Söz. Er Muhammed Tunahan Evcin… Dokuz gencimiz geçtiğimiz günlerde hain terör örgütünün saldırısı sonucu şehit oldu.

**

Birkaç hafta öncede 12 şehit vermiştik…

Her eve kor ateş düştü.

Ana babaların, eşin, evladın, kardeşin, sevgilinin yüreği alev alev yandı.

Bu acıyı ne ben ne de sizler bilebilirsiniz. Bu acıyı sadece yaşayanlar bilir…

Evlat hasreti çeken yüreği yanık ailelerin metaneti, zorlu yaşam koşulları, hikâyeleri beni derinden etkiledi. Zaten hepsinin ayrı ayrı hikâyesi var…

Dokuz şehidimizden biri Piyade Sözleşmeli Er Müslüm Özdemir.

Kahramanmaraş’ta yaşıyor ailesi…

Depremzede bir aile... 6 Şubat’taki depremlerden onlarda büyük yara aldı.

1 yıl önce depremde evlerini kaybettiler, şimdi ise gözü gibi baktıkları evlatlarını.

**

Haberlerde komşuları anlatıyor. Müslüm’ün en büyük hayali depremzede ailesine ev alabilmekmiş.

Şehit Müslüm Özdemir’in bir yıl önce asrın felaketi dediğimiz depremde evleri yıkılıyor. Evleri yıkılınca konteyner veriliyor ama çetin kış şartlarında konteynerin içini ısıtmak mümkün mü?

Konteynerde ısınamayınca insanlarda mecburen çadırda soba kurup orada yaşamaya başlamış.

Acı haberi verenler hemen ısıtıcı koydular kalamadıkları o konteynerin içine. Ana babanın yüreğine ateş düşmüş, aylar önce ev sağlaması gereken kişiler kendince ayıplarını örtmeye(!) çalışıyor.

Siz istediğiniz ısıtıcıları koyun hatta ailesine güneşi bile verin… Evladını kaybetmiş bir ana-baba bu saatten sonra ısınabilir mi?

O kaldıkları çadırda acı haberi aldılar ve o kaldıkları çadıra asıldı bayrak…

**

6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti… Depremzedelere ev sağlanması gerekirken hala çadırlarda, konteynerlerde kalıp yaşam mücadelesi veriyor.

Müslüm’ün yürek sızlatan hikâyesi sosyal medyada geniş yankı buldu ve herkes seferber oldu. Birçok kişi destek olmak için bir araya geldi.

Bu sırada yetkililer ne yapıyor?

Sadece nutuk atıyorlar!

**

Orhan Veli Kanık da adeta yaşadığımız şu günleri kastederek bu dizeleri yazmış:

“Neler yapmadık şu vatan için! / Kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik”

“Neler yapmadık şu vatan için! Kimimiz öldük” kısmındaki ölenleri biliyoruz. Şehitlerimiz…

Peki, ya nutuk atanlar? Yaralı ailelere nutuklar atacak, aslında olması gereken şeyleri şova dönüştürecekler.

Bu yıllardır böyle oldu… Ölen öldüğüyle kaldı, yaralı aile ise yüreğine düştüğü ateşiyle. Ne yazık ki ülkemizde ateş düştüğü yeri yakıyor…

Sıvasız evlere ateş düşüyor düşüyorduk, görüyorsunuz ki şehidimizin evi bile yok!

İçim acıyor. Boğazım düğüm düğüm! Bu yüzden kelimeler cam kırıkları gibi ağzıma doluyor. Sussam acıtıyor, konuşsam kanatıyor…

Bildiğim tek bir şey var ki, güzel ülkemin insanlarının yaşadığı şeyler kanıma dokunuyor!