Önemli bir haftaya merhaba dedik… Yerel seçimlerde son düzlüğe girildi.

Uzun süren tartışmaların ardından, Pazar günü sandık başında olacağımız gün geldi çattı.

Siyasi partilerde büyük bir heyecan var. Ancak seçmendeki heyecanın aynı olup olmadığı konusu biraz karmaşık.

31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerde, seçim havasının oluşmamasında en çok "seçmen yorgunluğu ve ekonomik kriz” üzerinde duruluyor.

O büyük, heyecanlı seçim atmosferi nerede? Yani aslında demek istediğim eski seçimlerden eser yok…

Büyük çaplı rekabetler ve seçim yarışlarından bahsedildiğinde, seçmenlerin yorgunluğu karşımıza çıkarken ekonomik sorunlar ve geçim sıkıntıları öne çıkıyor. Bir diğer sebebi de aslında vatandaşlar kutuplaşmış siyasetten bıkmış durumda. 

**

Seçmenin yorgunluğu, ekonomik sıkıntılar, kutuplaşmış siyaset üçlüsünde sıkışan vatandaşlar seçime karşı ilgisiz. Elbette, bu gerçek sorunların yanı sıra yıllardır devam eden seçim maratonunun genel yorgunluğu, her gün medyada gördüğümüz dünyanın karmaşık durumları da etkili oluyor. Ancak bu noktada, herkesin bir kez daha şapkasını önüne koyup düşünme zamanı geldi.

Seçim hakkının, demokrasinin ve her bir oyun önemli olduğunu hatırlayın… Ayrıca bıkkın ve küskün olmanın açabileceği duygusal kopuşlardan da kaçının.

Oy kullanırken kentinizde nasıl bir gelecek, yerel yönetim anlayışı istediğinizi düşünün…

Atatürk ilkelerine bağlı kalarak demokratik, laiklik ve hukuk devleti temelinde kazanılmış haklarımızı göz önünde bulundurun. Sandığa küsmeyin, oy kullanın!