Geçen hafta inovasyon, teknoloji, iktidar arasındaki ilişkiden söz etmiş, bilime, yeniliklere açık olan siyasi hareketlerin iktidarı elde etme ihtimallerinin diğerlerinden daha fazla olduğunu söylemiştim. Bu yazım ses getirdi. Yerel, ulusal bazı haber sitelerine, bilim, teknoloji sitelerine de alıntılandı. Okuduklarından bir mesaj çıkararak harekete geçme eğiliminde olanlar olduğu gibi, eleştiren, sitem edenler de oldu. 

            İyi Partili dostlarımız en yeni ve en yenilikçi parti olduklarından söz ederek, MHP kökenli yöneticilerle Sayın Akşener’in Google’dan getirdiği genç beyinlerin nasıl bağdaşacağı yönündeki sorumdan dolayı sitemlerini ilettiler. 

            AKP’li dostlarımız ise teknoloji desteklerinin, start-up hibelerinin iktidarları döneminde misliyle artırıldığını, her ilde en az bir üniversite açıldığını, girişim sermayesi gibi araçlarla yenilikçi KOBİ’lere en fazla kendi dönemlerinde destek verildiğini söylediler. Elhak doğrudur… Aksini söylersek inkarcılığa girer. Ancak, acaba bu desteklerin ne kadarı gerçek ihtiyaç sahiplerine gitmiş, ne kadarı yandaşların dandik projelerine gitmiştir? TÜBİTAK gibi güzide bir kurumun ne hale geldiği, gözler önündedir. Reddedilen projeler, buluşlar uluslararası kurumlarca büyük ödüllere layık bulunduğu aşikardır. Evet yüzlerce üniversite açılmıştır, binlerce araştırma yapılmış, makaleler yayınlanmıştır. Acaba bu araştırmalardan kaç tane patent başvurusu yapılacak nitelikte sonuç çıkmıştır? Ne yazık ki; Hz. Nuh’un oğluyla cep telefonu ile görüştüğünü iddia eden de bu üniversitelerin hocasıdır. "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum" diyen hoca da maalesef bu ülkenin bilim yuvalarını düzenleyen en üst kurum YÖK’ün denetleme kurulu üyesidir. 

            Neyse lafı fazla dolandırmadan bugünün konusuna gelelim. Afrin… 

            Kahraman Türk askeri, geliyoruz, geleceğiz, bir gece ansızın gelebiliriz derken güney sınırlarımızda oluşan tehditleri bertaraf etmek amacıyla Suriye’ye girdi. Allah ordumuzu, muvaffak ve muzaffer eylesin, kahraman Mehmetçiğimizi korusun. Bugün yapılacak en güzel şey milletçe ordumuzun arkasında olmak, askerimizin maneviyatını düşürecek beyan ve davranışlardan kaçınmak ve bol bol dua etmektir. Marjinal istisnaları dışında bunlar da yapılıyor zaten, halkımız topyekun kahraman ordumuzun arkasındadır. 

            Siyasilerden beklentimiz bu harekatı iç politikaya malzeme yapmaktan kaçınmalarıdır. Sayın Başbakan ana muhalefet liderini bizzat bilgilendirerek olması gerekeni zaten yapmıştır. Ancak bundan sonra da kamuoyu önünde paylaşılan beyanlarda, kelimeler özenle seçilmeli, lüzumsuz polemiklerden ve siyasi istismardan kaçınılmalıdır. 

            Elbette ki; Suriye sorununun buraya kadar gelişinde başlangıçta yapılan bazı hatalar vardır. Neden böyle oldu? Kimlerin gazına geldik? Kim sorumludur? Soruları elbette sorulacaktır. Başkaca sorular da vardır. Ancak bu soruları sorma zamanı bugün değildir. Zamanı geldiğinde elbette bu sorular sorulacaktır. Bugün birlik ve beraberlik içinde olma zamanıdır. Birlik ve beraberliği, bütünlüğü sağlamak hem muhalefetin hem de iktidarın başlıca görevidir. Bugün Zeytin Dalı operasyonuna verilen destek ve milli birlik havası, Yenikapı ruhunun heba edildiği gibi, heba edilmesin. 

Bugün için önemli olan askerimizin başarısı, sınırlarımızın tehditlerden arındırılması ve bölgenin temizlenmesidir. Sonrasında ne olacağı elbette ki ülkemizin çıkarlarına en uygun çözüm yoluyla olması gerekir. Bunun için de ben değil biz olduğumuzu unutmadan, gene ortak akıl ve milli birlik ve dayanışma içinde çözüm aranması gerekir. Dış politikada önceki dönemlerde düştüğümüz hataların tekrarlanmaması ve stratejik derinlikte boğulmamak için istişareden, ortak aklı aramaktan kaçınılmamalıdır. 

Kahraman Mehmetçiğimize, güç ve kuvvet ver Allah’ım, onları muvaffak ve muzaffer eyle, kınalı kuzularımızı koru, ayaklarına taş bile değmesine engel ol. Vatan, millet, bayrak sevgisiyle şehadet şerbetini içen kardeşlerimize rahmetinle muamele eyle, onları Cennetinde Peygamber Efendimize komşu eyle. 

Kahraman şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, ailelerine, yakınlarına, dostlarına, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Kalın sağlıcakla…