Birer gün ara ile Beşiktaş, Fenerbahçe zirve yarışında rakiplerini yenmiş, herkesin gözünü Galatasaray-Başakşehir maçına dikmişti. Sahasında Galatasaray maç kaybetmiyordu ama Gençlerbirliği önündeki Galatasaray bana umut vermiyordu. Bütün avantajlarını kaybeden Galatasaray’ın bu maçı kazanmaktan başka çaresi yoktu. Fatih Terim’in sahaya sürdüğü Aslanlar ordusu ikinci yarıda pençesini iki kez göstererek Başakşehir’i yenmesini bildi. Bir hafta önce kaybettiği liderlik koltuğuna oturdu. Ben Galatasaray Başakşehir’i Gençlerbirliği karşısındaki oyuna göre yenemez diyordum. Yendi. Beni de iki oğlum Gökmen, Gökhan ve torunum Asrın’a güzel bir Pazar hediyesi sundu. Başkent’ten Sümer abim aradı. “Bu galibiyet ilaç gibi geldi” dedi. Bu Galatasaray üzerinden yorum yapmak gerçekten zaman zaman insanı yanıltıyor. Benim gibi Galatasaraylıyı da bir hafta üzüyor, bir hafta sevindiriyor. Evinde oynadı, bu zekadaki oyununu neden deplasmanlarda oynayamıyor. O da bir soru işareti. Başakşehir lider geldiği Galatasaray karşısında ünvanını kaptırmamak için bir oyun düzeni içindeydi. Kazanma azmi ile çıkan Galatasaray aynı Trabzon maçında olduğu gibi dikkatli ve ileride basmayı başarı ile sürdürünce Mariano’nun harika golü ile öne geçince Abdullah Avcı hemen hamlelerini yaptı. Ama Galatasaray bu maçı kazanmaya and içmiş bir futbol ordusu gibi sahadaydı. Galatasaray’da kazanma azmi vardı. Ahım şahım da oynamadı. Mariano’nun attığı gol hem çok konuşulacak hem de Galatasaray’ın şampiyonluk yarışını sürdürmesi adına tarihe geçecek bir gol. İkinci gol zamanında geldi. 3 puanın garantisini sağladı. Yalnız bu lig daha çok su götürür. Her hafta değişik sonuçlarla karşılaşırız.