Zaman, akıp giden, asla tasarruf edemediğimiz çok değerli olan ama değerini bilmediğimiz zaman…


Zaman ; neleri yaşattı bize , neleri getirecek hep gizemlidir. Bir birey olarak ya da ulus olarak zamanın bize getireceklerini  saptamamız  mümkün değil.


Ama birey olarak içinde yaşadığımız anı ve güzelliklerini anlamamız için bir şiir sıkıştırmak istiyorum bu araya

Hazan dediler,
Hüzün dediler..
Kalbimizi ele verdiler…
Sadece Eylüldü gelen,
Güzelliği göremediler…
Oysa benim Eylüllerimde
Cevizler, incirler, bademler var..
Tezgahta lüfer, oltada İstavrit var…
Bağ bozumları
Üzüm şıraları
Kış hazırlıkları
Tatlı esinteler
Naif geceler
Yağmurlar…
Güzel başlangıçlar var…
Bir de, mutlu şarkılar…

Hoşgeldin EYLÜL…

Özdemir Asaf
 

Büyük şair Özdemir Asaf’ın dediği gibi, eylül çok güzel bir ay.Eylül aylarında acılar da yaşanmıştır elbet. Yaşanan acılar unutulmaz. Acılarla yaşamak öğrenilir elbet.


Ulusumuz için Eylül ayı çok güzel aydır. Çünkü ulusal kurtuluşumuza giden kongrelerin ayıdır eylül. Kurtuluş günlerinin ayıdır.


Sivas Kongresi

4 Eylül Perşembe 1919, Saat: 14.00, Sivas Sultanisi(Lisesi)

Batıda Yunanistan, doğuda Ermenistan, Karadeniz’de Pontus Krallığı hayali İtilaf Devletlerinin düşlerini süslüyordu. Ülkenin dört bir yanı işgal orduları  tarafından sarılmıştı. Adana, Antep, Maraş ve Konya bölgesi , Antalya ve Trakya işgal bölgesine dahil edilmiş, saltanat ve hilafet bu işgale boyun eğmişti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Sivas Kongresinin açılış konuşmasını yaparken, kongre üyelerinden umutlu  olmalarını şu sözlerle bekliyordu:


“Saygıdeğer Efendiler!

Vatan ve milletin kurtuluşunu hedefleyen mecburiyetler, sizleri bunca sıkıntı ve engellere rağmen Sivas’ta topladı. Kahramanca kararlılığınızı tebrik eder ve sizlere hoş geldiniz demekle mutluluğumu arz ederim.


Efendiler, milletimizin sizin gibi aydınları, millî onur ve haysiyet sahipleri, manzaranın üzücü karanlığından dolayı ümitsizliğe kapılmadı. Çünkü onlar bilirler ki, tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkâr edemez. Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile inanmışlardır ki, bir yalancı perdenin arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflasa mahkûmdur.”

Milletçe kurtuluş çaresinin ancak milletin kendi ruhundan şekillenerek doğacağı fikri kabul görünce, açık tehlikeler karşısında bulunan Doğu Anadolu illeri Erzurum Kongresi’ni düzenlemişti. Sivas Kongresi ise vatanın tamamının kurtuluşunu amaç edinerek Kongre Heyetini Sivas Sultanisinde; yani Kongre Binası çatısı altında bir araya getirecekti.