11 ayın sultanı Ramazan’ın ortasına geldik sayılır. Sayılı günler çabuk geçiyor. Bu hafta içinde çeşitli kuruluşların iftar yemekleri başlar. Şehzadeler Belediyesi’nin Cumhuriyet Meydanı’nda iftar sofrası ve etkinlikleri devam ediyor. Mümkün oldukça orucumu evde açmak istiyorum. Ancak bazen ekstra durumlar oluyor. İstanbul’dan özel dostlarım Hikmet Oray Yalçın ve Osman Talu olunca iftarı dışarıda açıyoruz. Havalar iyice ısınmaya başladı. Geçen hafta içinde Hikmet Oray Yalçın, Osman Talu, Erdal Türek, Gökhan Aytaç, Dürümcü Mehmet ve ben iftarımızı Sofra Levent’te Anıt’ta açtık. Manisa Büyükşehir Belediyesi Türk Sanat Korosu’nun 30 kişilik ekibi de şefleri Aylin Eralp ve Şef Yardımcısı kuyumcu Gökhan Demirbek ile Sofra Levent’teydiler. Onlar da bizim gibi önce oruçlarını açtılar. İftar menüsü harikaydı. Levent içeride çorbaları dolduruyor. Hayri ve Uğur servis yaıyorlar. Göveç pilav harikaydı. Bizim masada şenlik vardı. Erdal Türek’in esprileri kırıp geçiriyordu. Birden arka masalarda bir kıpırdanma oldu. Müzik aletleri çekti. Kuymucu Gökhan’a “Ne oluyor?” dedim. “Koromuzun çalışması başlayacak” dedi. Gerçekten Anıt’ta Sofra Levent’in yerinde Türk Sanat Müziği’ne doyduk. Hikmet Oray Yalçın’a “İyi ki iftarı burada yapmışız” dedim. Bir süre sonra bizim ekip Hayrullah Solmaz’ın Bıyık’ına gittik. Aman yarabbim, yer bulmak mümkün mü? Nazar değmesin. Tanıdık olmasa geri döneceğiz. Dolar 5 lira olmuş da bu ülkenin hali perişan diyenlere katılmıyorum. Türk ekonomisi hiçbir ülkenin ekonomisi ile ölçülmez. Yapılan endeksler de tutmaz. Benim dolarım yok, fabrikam yok, ağlayan sızlayan varsa bugüne kadar kazandıklarına baksın. Bu ekonomi seçim sonrası rayına girer. Neyse Bıyık’ta Hikmet, Osman, Erdal, Mehmet ve Hayrullah Solmaz’la koyu bir sohbet yaptık. İçlerinde ağlamayan, parası olmayan bir ben vardım. Ekonomi zenginleri vurur, beni vurmaz.