Bugünkü yazımda Trabzon’dan dönerken hava alanında oğlum Gökmen ile seyrettiğim Karabük’te Galatasaray’ın farklı galibiyetini ve Gomis’ten bahsedecektim. Pazar akşamı Fenerbahçe-Akhisar maçının skoru her şeyi değiştirdi. Kimsenin beklemediği bir şekilde Akhisarspor, Fenerbahçe’yi İstanbul’da 3-2 yenince zirvede Fenerbahçe depremi yaşandı. Okyanusları geçti, derede boğuldu. Galatasaraylı olarak Fenerbahçe’nin böyle bir futbol kazası yaşayacağını rüyamda görsem inanmazdım. Oyunun başında Fenerbahçe Akhisar’ın golünü kalesinde gördü. Sonra Fenerbahçe beraberlik için yüklenirken ikinci gol geldi. Şaşkınlık içindeydim. Oğlum Gökhan’a “Ne oluyor?” dedim. Gökhan “Fener oynuyor, ikinci yarıyı bekle” dedi. Yalnız şunu belirteyim 4 hafta önce Akhisar’da düşme çanları çalıyordu. Arka arkaya Bursa, Karabük ve kendisi için final maçı olan Konyaspor’u da yenince 30 puana ulaşıp kendine geldiğini unutmayalım. Konya maçını izlemiştim. Akhisar müthiş bir mücadele koymuştu ortaya. Bundan sonra Akhisar’a özgüven geldi. Kupada Galatasaray karşısında da kötü oynamayarak yenildi. Ancak ne olursa olsun Fenerbahçe karşısında hem de Kadıköy’de böyle oynamak kolay değildi. 2-0 yenik olmasına rağmen ben Fenerbahçe’den oyunu değiştirebileceğini düşünüyordum. İkinci yarının başında da golü attı. Durumu 2-1’e getirdi. Bundan sonra Fener’in skoru değiştireceğini beklerken Manisaspor’dan Balıkesir’e, oradan da Akhisar’a gelen Eray’ın gayreti ile Akhisar 3 gole kavuştu. Fener bir gol daha attı. Ardından tartışmalı attığı hakemin 3 golü var. Oğlum Gökhan “Fener’in golü gol” dedi. Ben de “Bana ofsayt geldi” dedim. Gökhan ısrar etti. Gece Erman Toroğlu’nun yorumuna kendimi endeksledim. Hepsi eveledi geveledi. Hakemin yerinde dursaydı karara bir şey demeyeceklerini ifade ettiler. O zaman oğlum Gökhan’ın görüşü doğru dedim. Fener’in beraberlik golü yan hakemle güme gitmiş. 

Buraya kadar maçın analizini yaptım. Ege’yi Göztepe ile birlikte Süper Lig’de temsil eden Akhisar, bu galibiyeti Kadıköy’de hakketmedi mi, bana göre hak etti. İlk maçta da yendi. Bu maçta da. Anladığım kadarı ile Fenerbahçe’nin Beşiktaş’la yaptığı iki maç Fener’i yormuş. Akhisar badirelerden kurtulduktan sonra benim her zaman iftihar ettiğim Akhisar’a dönmüş. Muğdat diye bir futbolcu son haftalarda Akhisar’ı sırtlayıp ileri doğru gösteriyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Manisaspor’la bahar havası estiği dönemde Balıkesirspor’dan bu futbolcuyu alacak hale gelmişti. Olmadı. Başkan Cengiz Ergün’ün futbol takibinin ne kadar isabetli olduğunu belirtmek için anektodu yazdım. Akhisar Belediyespor 33 puanla bundan sonra Süper Lig’de yerini sağlamlaştırır düşüncesindeyim. Oğlum Gökhan’a söyledim. Akhisarspor’da 2-1 yenen Galatasaray’ın İstanbul’daki rövanşında her türlü sonuçla karşılaşabiliriz. Galatasaray’ın turu geçmesini ben Akhisar karşısında çantada keklik görmüyorum. 

  

LEVENT GÖNÜL’ÜN 52 MEVLİDİ BUGÜN 

Zaman su gibi akıp gidiyor. Ani ölümü ile ailesini, sevenlerini ve dostlarını büyük üzüntüye sevk eden Levent Gönül’ün aramızdan ayrılışının 52.günü. Bugün Hatuniye Camii’nde akşam namazından sonra saat 19.15’de mevlidinde olacağım. Oğlu Mert mesajı çekince bir kez daha hüzünlendim. Hayat dolu dostları ile beraber olmaya özen gösteren Levent Gönül ebedi istirahatında huzur içinde yatması için ailesinin okutacağı mevlid-i şerifte bir kez daha Levent Gönül’ü anacağız. Tüm dost ve sevenlerini de bugün Hatuniye Camii’ne akşam namazından sonra bekleriz.