Merhaba sevgili okurlar,

Okullar tatile girerken ve karneler alınmaya başlarken tekrar hatırlamamız gereken konulara değinmek istiyorum bu hafta. Geçmişte hepimizin tecrübe ettiği bazen heyecanlı bazen gergin bir bekleyiş içerisinde olduğumuz sömestr tatili başlıyor. Eğitim ve öğretim için kısa bir ara. Karneler alındı ve ebeveynlere gösterildi. Öğrenciler ve aileler dönem sonunda hep birlikte karnelerini almış oldu. Peki ebeveynler olarak nasıl bir tepkide bulunduk, neler söyledik?

-Öncelikle alınan karnenin sadece öğrenciye değil tüm aileye ait olduğunu hatırlamak gerekir. Dönem boyunca küçük veya büyük olacak şekilde aile bireylerinin de katkısı var bu karnelerde. Aile içinde yaşanılan her şeyin çocukların üzerinde bir etkisi olduğu aşikar. Dolayısıyla bu etkilerin de karneye yansıması da çok normal. Bu sebeple değerlendirme kısmında tek kişilik bir değerlendirmeden uzak durmalıyız. Çünkü bu hiç de adil olmayacaktır.

-Vereceğimiz tepkiyi iyi şekilde düşünmeliyiz. Tepkinin hangi amaçla söylendiği ve hangi amaca hizmet edeceği düşünülmeli. Çocuğunuza yönelik tepki onu daha çok çalışmaya, daha yüksek notlara, daha fazla belgeye mi yöneltmeli? Bu nokta çok önemli olmakla birlikte gelecek yaşamına yönelik kritik süreçlerdir. Karnenin aslında çocuklarınızın hangi yönlerini ölçtüğünü, karne sonuçlarına gelinceye kadar ki süreçte hangi faktörlerin var olduğunu görebilmek oldukça önemlidir. Olabilecek faktörlere ve durumlara bir göz gezdirdiğimizde neler var bir bakalım ve görmeye çalışalım: çocuklara yönelik sağlıklı bir çalışma ortamının var olması, okul, eğitim, arkadaş, ders gibi konularda yakından ilgilenmeyi sağlamak, yaşam ile ilgili(okul, ders gibi konular dahil) konularda ebeveynlere ulaşabilme, soru sorabilme ve yardım isteme gibi konularda sorun yaşamama, çekinmeme, açık bir iletişimin varlığı ve karşılıklı güven ortamı gibi konularda ebeveynlere düşen sorumlulukları sağlayabiliyor muyuz düşünmemiz gerekli.

-Unutmayalım ki karne; çocuklarınızın zeka seviyesini, ilgi ve yeteneklerini, yaşama dair başarısını bizlere sunan bir araç değildir. Çok iyi ve çok kötü bir karne olması da fark etmez. Farklı alanlardaki başarısını gölgelememeli ve etiketlendirilmemeli.

Nasıl yaklaşılmalı?

  • Herhangi bir söylemde ya da düşünce belirtilmeden önce çocuğunuza söz hakkı verilmeli ve onun duygu ve düşüncelerini öğrenmeliyiz.
  • Gelen karne sonuçlarının telafi edilebileceği, daha iyi sonuçlar için hep birlikte neler yapılacağı, olumsuz etkiye sahip faktörler var ise tespit edilip çözüm oluşturulup bir planlama yapılması konusunda ailecek konuşulmalı.
  • Komşu, tanıdık veya akrabadaki yaşıtlarına yönelik kıyaslama ve karşılaştırmadan uzak durmalıyız. Her çocuğun farklı olduğu, her sürecin farklı olabileceği gibi sonuçların da farklı olabileceğini kabul etmeliyiz. Her çocuk biriciktir.
  • Notlar üzerinden değil de gösterilen ve sergilenen performans/çaba üzerinden bir değerlendirme yapılmalı. Çalışma performansı, çaba gösterme ve disipline olabilme üzerine konuşmalar yapılmalı ve sağlıklı bir çalışma davranışı üzerine planlamalar yapılabilir.
  • Çocuklarla ilişkinin düzeyini veya niteliğini okul başarısı belirlememeli. Her koşulda her sonuçta ailesi tarafından hissettirilmesi gelecek yaşamına yönelik olumlu etkilere yo açacaktır. Özgüveni gelişimini destekleyecektir. Çalışma ve başarı kavramları sağlıklı şekilde oluşacaktır.

Aileler ve çocuklar açısından hem dinlenip, hem sevdiklerine zaman ayırabileceği birlikte eğlenebilecekleri bir yarıyıl tatili dilerim.