Hava soğudukça soğudu

Kar yağdıkça yağdı

Yetkiler birbirlerine girdikçe girdi

Siyaset

Verdi veriştirdi,

Halk yerdi yeriştirdi!

Hamsinin kulağına kar suyu kaçtı.

Siyasetin tadı tuzu!

İktidar yaratıcı bir yerindelikle etçi Nusret’i

Damperli kamyonun arkasında

İstanbul yollarına

Tuz serperken paylaştı.

Birde İmamoğlu’nu İngiliz elçi ile tuzlu balık yerken!

Keyif, hizmet, görüşme, atışma

Çatışma

Karşılıklı suçlama' balık,

Kar, buz, fırtına üzerinden.

Sanayi durmuş.

Yer gazı bitmiş.

Elektrik kesilmiş.

Benzin uçmuş.

Halk kimin umurunda?

Bir kış günü

İstanbul kar buz sis don, fırtına içerisinde;

İktidar ve  muhalefet, delalet!

Balık baştan koktu.

Tuz çoktan!

*****

Siyasetimizin soğukluğu

Ne Sibirya,

Nede kutup soğuğuna benzer.

Bırak sobayı,

Yer gazını,

Vatandaş üzerine benzin dökse ısınamaz!

Nasıl ısınsın?

Camide dil keseriz,

Kafa kopartırız söyleyişleri.

Ruhlara buz kestiriyor

Ağaçlarda sallandırılmaya

Kanımızın içilmesine mafya söylemleri ile

Alıştık.

Ama dil kesme kafa koparma retoriği

Ağustos ayında üşütüyor!

Siyasiler konuşup estikçe poyraz ve

Karayel iliklerine kadar titriyor!

Bu çetin kış şartlarında,

Aklıselim vatandaş kara kara düşünüyor.

*******

Milyonlarca yıldır,

Her kış Anadolu'ya kar yağıyor!

Ne Erzurum'un soğuğunu

Ne doğunun evlerini çatılarına kadar gömen

Kar buz fırtınasını dillendiren yok.

Van Bahçesaray yolları her kış,

6 ay Kapalı! Pek tabi,

Yetkili ağızlarda.

Ama

Ne vakit İstanbul'a kar düşse.

Kartopu cümleler çığa dönüşür!

Bu ülkede varsa yoksa İstanbul.

Her yerde kar var.

İstanbul da kar, buz, fırtınadan siyaset.

İktidar tankı topu ile yükleniyor

İmamoğlu kazma, kürek, kar küreme makinalarıyla direniyor!

Teşbihte hata olmaz!

Örneklersek,

Buzdan kılıçlar çekildi

Ülkenin kanı. Dolasıyla canımız!

******

Ortalık kar, buz, fırtına.

Bakın halimize sırıtanlara!

Hangi partiden olursa olsun.

Oy, moy vermeyin kırıtanlara.