Son açıklanan verilere göre turuncu renkte yüksek riskli kategoride yer alan Manisa için aslında yolun başı da sonu da belliydi.

Ülke genelinde yaşanan sert artışlar, yapılan açıklamalara göre hafifleyerek Manisa’ya da yansıdı.

Uzun bir süre sonra kavuştuğumuz hafta sonu kısıtlamasından muaf olma özgürlüğü, elimizden bir kuş gibi kaçtı. Pazar günü kısıtlamaları geri döndü.

Aslında elimizden geleni yaptığımızı da görmezden gelmek hoş olmaz.

Neticede 58 il kırmızı renkte yer alırken geriye kalan 23 ilden biri olmayı başardı Manisa gibi büyük bir sanayi şehri.

Geçtiğimiz gün Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Manisa halkının kurallara riayet edilmesi açısından en iyi 20 il arasına girdiğini ancak vaka artışının devam ettiğini de vurguladı.

Hafta sonlarındaki gözlemlerime baktığımda işlek cadde ve sokakların, gedikli park ve bahçelerin tehlikeli diyebileceğim bir noktada dolu olduğunu görüyordum.

Yine de korktuğum kadar bir patlama yaşanmadı ve ülke genelinde yaşanan koronavirüs vaka artışı trendinin Manisa’ya rüzgarda dövülmüş olarak gelmesine sevindim.

Kırmızı renkli illerde hafta sonu kısıtlamaları Cumartesi ve Pazar günlerini kapsayacak şekilde genişletildi.

Manisa ipin ucundan dönerek elinde Cumartesi gününü tuttu. Komşu illerden biri olan ve bölgedeki tek mavi şehir olarak nam salan Uşak bile sarı renge döndü.

Öyle veya böyle turuncu renkte yer aldık.

Bunu her zaman için kırmızının sınırında, en ufak hataya yer yok şeklinde değerlendirmeliyiz. Buna göre yaşayıp buna göre hareket etmeliyiz.

Burada tek önemli olan vatandaşın kısıtlamaya girmesi değil.

Her gün ölen onlarca vatandaşımızı unutuyoruz. Komşumuz, arkadaşımız, akrabamız, kendimiz olana kadar bunun farkında bile değiliz.

Yani şeker gösterilip verilmeyen çocuğun psikolojisinde, sadece kısıtlanmaktan korktuğumuz için değil gerçekten insanlar ölmesin, hastalanmasın, işsiz, eğitimsiz kalmasın diye dikkat etmeliyiz.

Bu işin artık şakası yok.

Restoran, kafe, çay ocağı, kıraathane, lokanta sahiplerinin ve çalışanlarının adım atması da gerekiyor. Her ne kadar dikkatli olan vatandaşlarımız olsa da halen daha koronavirüse inanmayan insanlar da var.

Hepimiz kapımızın önünü temizlemeliyiz.

Bu illetten başka çıkış yok.