Üzüm 35 lira olsun… Muhalefet siyasi şov yapmasın.

İki farklı haber… Verilen mesajlar oldukça net.

Manisa Olay Gazetesi’nin sayfaları renklenmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Ağustos’ta Manisa’ya gelip üzüm fiyatını açıklayacağı yönündeki beklenti, özellikle muhalefet partilerinin oldukça ilgisini çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Manisa programı henüz resmiyet kazanmış olmasa da söylentisi bile yetti; üzüm üzerinden yapılacak siyasi hamlelere.

Cumhuriyet Halk Partisi, üzüm fiyatının açıklanması öncesinde Şehzadeler ilçesine bağlı Karaağaçlı Mahallesi’nde üreticilerle bir araya gelerek, beklentisini açıkladı.

Karaağaçlı Mahallesi Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplantıya CHP’nin ağır topu ve Manisa’daki en büyük kozu Grup Başkanvekili-Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP İl Başkanı Semih Balaban, CHP’li 4 ilçe belediye başkanı, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca, İl Kadın Kolları Başkanı Şadiye Uysal, partililer ve mahalle halkı katıldı.

Öyle ya, fiyatı Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklayacaksa, CHP’de namına yakışır bir ön hazırlık yapmalıydı buna!

Parti içinden üst düzey katılımla, üzümün en bol yetiştiği bölgede, üzüm yetiştiricilerinin de desteği alınarak, bir araya gelindi… “Manisa’nın üzümü, kaç TL güldürür yüzümüzü?” diye de bir başlık bulundu kamuoyu bilgilendirmesine.

Kağıt üzerinde hesap kitap yakıldı… CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, bir kilogram üzümün maliyetinin 25 TL’ye ulaştığını ifade ederek, beklentilerinin 35 lira olduğunu haykırıverdi.

***

Umut etmek gazel şey tabii ama boş umut pompalamak iyi bir şey değil.

***

Toplantıyı organize eden CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca,150 TL’ye dolan bir mazot bidonunun 500 TL’ye dolduğunu, 300 TL olan potasyum torbasının bin 350 TL olduğunu, 8 TL’ye alınan kelterin 35 TL’ye çıktığını ifade etti. Gürtunca, üzümcünün bu maliyetlere ezdirilmemesi gerektiğini vurguladı.

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel’e sıra geldiğinde üzümün sadece üretici meselesi olmadığını ifade etti. Özel,“Üreticilerimiz aylardır alın teri döküyor. Alın terinin siyaseti olmaz. Önce insanca yaşayacak şartları oluşturacağız, sonra siyaset yapacağız. Borcu olan, haciz korkusu olan insanla siyaset yapmanın mantığı yok. Bizim amacımız siyaset değil. Amacımız üreticimin memnun olacağı fiyatların verilmesi” ifadelerini kullandı.

Geçen yıl üzüme verilen fiyatın çok düşük olduğunu söyleyen Özel “Üreticimiz geçen yıl zarar etti. Çiftçimize haciz geldi. Bunun üstüne bir de enflasyon yükselince maliyetler büyük oranda arttı. Manisa’da birden fazla ziraat odası üzümün maliyetini araştırdı. En düşük çıkan maliyet 23.5 TL, en yüksek çıkan maliyet ise 26.5 TL. Yani ortalama 25 TL. Maliyetler ortadayken üreticiye 25-26 TL üzüm fiyatı vermek onun idam fermanını açıklamaktır. Sakın bunu yapmayın. Cumhurbaşkanı ve tarım bakanı aklını başına alsın. Üzümcüye verilen para, bütün kente verilen paradır” dedi.

Üzümcünün beklentisinin 1 kilogram üzümün 2 dolar olacak şekilde fiyat belirlenmesi olduğunu ifade eden Özel, “Bu da bizim paramızla 35 TL eder. Bu para üzümcünün, bizim hakkımız. Biz hakkımızı istiyoruz. İhracatçının zor durumda kalmaması için 30 TL fiyat vermeye kalkacaklarsa da üreticiye kilo başına 5 TL prim verilsin. Devlet elini taşın altına koysun. Herkese para var da üzümcüye yok mu?” ifadelerini kullandı.

***

Çok doğru… Üretici bunu hak etmiyor mu? Fazlasını bile hak ediyor… Ülkede tarımın devamı için bu gerekli mi? Evet. Tarımla uğraşan insanların hayatının refahı için bu gerekli mi? Evet. Yahut fiyat artırımı beklentiyi karşılayamayacaksa ürünün maliyetinin düşürülmesi gerekli mi? Kesinlikle evet.

Ama CHP’nin bu hesabı, ancak gönüllere hoş gelir; parayı verecek olana boş gelir.

Siyasi bir şov gibi göze görünen bu eylemin yararı da var elbet. Birilerinin de çıkıp bunları söylemesi gerekiyor çünkü. Öyle değil mi? Birileri bunları çıkıp söylemeli ki uygulanan tarım politikalarının bir rezalet, çiftçinin perişan halde olduğu bilinsin.

***

Gazetemizin öne çıkan bir diğer haberi yine siyaset…

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Ağustos ayı meclis toplantısında Yunusemre ilçesine bağlı Çamlıca Mahallesiyle ilgili basına yansıyan açıklamaları yanıtladı.

Çamlıca Mahallesinde ne olmuştu?

İyi Parti Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan, mahallede içme suyu sorunu yaşandığını iddia edip mahalleli ile birlikte basın mensuplarına poz vermişti.

Yıl olmuş 2022… İçme suyu olmayan yer mi olur hiç?

-Gerçi kaynaklarımızın günden güne tükendiği bir yüzyılın içerisinden geçerken, tüm insanlık bir yudum suya hasret kalacak bu gidişle ama bu, bugünün konusu değil.-

Suyla ilgili politikalar üreten ve belediyesinin bu politikalara uygun yönetmeye çalışan

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, İyi Partili Tufan Akan’ın iddialarına içerlemiş olacak ki işin aslını anlattı; “Siyasi şov yapmayın” dedi.

Başkan Cengiz Ergün’ün anlatımına göre, Çamlıca’da, yaz ve kış aylarındaki su tüketimi arasında bahçe sulamaları nedeniyle 1’e 10 artış yaşandığı ortaya çıktı. Meğer Çamlıca’da komşunun komşuya yaptığını kimse yapmamış onlara.

Bu kıtlıkta şar şar bahçe yıkayan mahalleli komşusunu susuz bırakmış. Biri bahçe yıkarken, bir diğeri içecek su bulamamış.

Ergün’ün konu hakkındaki açıklaması şöyle: “Su bizim için en önemli bir hayat kaynağı. Bunun kıymetini bilmemiz lazım. Tabiki yaz aylarında en büyük sıkıntıyı da eski adıyla köy olan mahallelerimizin bazıları yaşıyor. Son günlerde de medyada gündeme geliyor. Tabi insanız, hepimiz evimizin önünü, bahçemizi sulamak isteriz. Ama yılın 10 ayındaki tüketim arzına göre yapılmış olan depo, oradaki hane sayısına göre üretilen suyun metreküpüne baktığımızda, kış aylarında 10-12 bilemediniz 15 metreküp kullanan bir hane, yazın en sıcak aylarda 140-150 metreküp su kullanıyor. Gayet doğal bir şekilde bahçe sulamaları oluyor. Ama bu sefer de daha üst kotta oturan vatandaşımıza aşırı su kullanımı nedeniyle bu durum susuzluk olarak yansıyor. Bunlardan bir tanesi de Çamlıca Mahallesi. Çamlıca’da üst kotlardaki bir kısım evlerin sorunu konuşuluyor. Bir bakıyorsunuz siyasiler oraya şov yapmaya gidiyorlar. Gündeme getirmeye çalışıyorlar. Ama kış mevsimindeki ve yaz mevsimindeki ihtiyaca baktığınızda 1’e 10 kat kullanımlar söz konusu.”

Marmara gölünü kurutan insanoğlu, kendi evinin bahçesini güzelleştirirken, dünyayı mahvettiğini fark edemeden göçüp gidiyor bu alemden. Bu bencilliğin kısa vadeli kişisel bir mutluluk olduğunu anlamak, çeşmelerinden hala su akanlar için pek mümkün değil. Ne zaman ki musluk kuruyor, aynı Çamlıca mahallesinin tepelerindeki oturanlar gibi işte o zaman bağırmaya başlıyoruz… Ve tabii çok geç oluyor her şey için.

Ama sayın Başkan! Bir güzellik yapalım da sıcak yaz günlerini de baz alıp 12 ay yetecek çapta içme suyu imkanı sunalım Çamlıca’ya… Üzmeyelim o fotoğraf karesindeki güzel yüzlü teyzeleri…