Yeni normalleşmenin ilk haftasını geride bıraktık. Yaşamımıza renk geldi. Kahveler, kafeler, restoranlar hizmet vermeye başlayınca aylardır evde kapananlar kendilerini buralara attılar. Cadde ve sokaklar cıvıl cıvıl oldu. Özlediğimiz günlere kavuşan vatandaşlarda restoranlarda dostları ile koyu sohbetlere daldılar. Ege sahillerinde kahve ve restoranlarda vatandaşların keyfi görülmeye değerdi. Oh be dünya varmış dedirten cinstendi. Bendenizde kadim Aydın Besen ve oğlum Gökhan ile Konyalı Erol’un işlettiği Sakallı Nusret’in yönetimindeki Organize Sanayi Bölgesi Lokaline gittik. Konyalı Erol ve Nusret müşterilerine kavuşmanın çalışmanın heyecanı içindeydi. Mekanda tanıdık yüzlere hasret giderirken bugünlere de şükür diyorduk.

KASETLER KASETLER

Normalleşme ile birlikte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ülkeye saldırı kasetleri ardı ardına yayınlanmaya başlayınca herkes ne diyorsun diye birbirlerine sormaya başladı. Amaç bana göre belli. Ülkenin kötü yönetildiği imajı verilmeye çalışılıyor. Daha doğrusu düşmanlarımızı sevindirme yarışına giren bir kısım toplum manzaraları ile karşı karşıyayız. Önce büyük bir sessizlik yaşadık. Sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve sonra da Başkan Recep Tayyip Erdoğan ülkemizin huzur içinde yaşaması için gecesini gündüzüne katan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sahip çıktı. Muhalefet ise yayınlanan kasetlerden iktidarı yıpratma kampanyası içine girdi. İnsanoğlunun hafızası gerçekten bir süre sonra unutkan oluyor. Hatırlamanız lazım CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kurulan tuzak kasetlerle genel başkanlık görevini bırakmak zorunda kalmış o dönemde CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu geçmişti. Ahlaksızca bu saldırılar geçmişte Atatürk’ün kurduğu CHP’nin güç günler geçirmesine neden oldu. Bugünlere bakıyorsun genel başkanlık koltuğunu kasetlerin etkisi ile oturma şansını yakalayan bugüne kadar gittiği bütün seçimlerden mağlup çıkan kaybetme şampiyonu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi Cumhur İttifakını parçalamak ve itibarsızlaştırmak için canla başla çalıştığını görüyoruz. Elbette muhalefet iktidarı tenkit edecektir. Acımasızca eleştirecektir. Taraftarlarına iktidar umudu aşılayacaktır. 2023’te yapılacağı anlaşılan genel başkanlık seçimlerinde Millet İttifakı olarak kazanma şanslarını ortaya koymaya çalışması da doğaldır. 60 yıldır doğru dürüst iktidar yüzü görmemiş CHP’nin kötü yönetildiğini iddia edilen Türkiye’de neden oylarında büyük artış olmuyor? 19 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti’nin doğal olarak yıpranan yönleri olacaktır. Pandemi süresince mağdur olan esnafın hayat pahalılığının görüldüğü bugünlerde CHP’nin oylarının %30-35’e ulaşmadığını yerinde saydığını görüyoruz. Ana Muhalefet partisi CHP’de beklenen ilerleme görülmezken Kemal Kılıçdaroğlu’nun dostlarla gelmeyi beklediği iktidara nasıl ulaşacağını merakla o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Dostum Aydın Besen’le Organize Sanayi Bölgesi Lokalinde yemeklerimizi yerken elbette yukarıda yazdığım ülkede konuşulan konular üzerine değerlendirmeleri masaya yatırdık. İddialar sonuna kadar araştırılsın dedik. Ayda 10 bin dolar maaş alan siyasetçi de bir an önce belli olsun dedik. Cumhur İttifakı zor günler geçiriyor. Ama bu kötü günlerde AK Parti’nin oyu %39. Muhalefetin oluşturduğu günleri yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan Karadeniz’de bulunan gazı gündeme taşıması kusura bakmayın ama kimsenin umurunda olmadı. Şu anda vatandaşın cebi yanıyor. Bu nasıl söndürülür? Yeni normalleşmede sokaklara döküldük ama ekonomik sıkıntıların nasıl çözüleceğini merak ediyorum.