Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Manisa Şube Başkanı Ümit Taydaş, HDP'li vekillerin gözaltına alınmalarını değerlendirdi. Terörden en çok mağdur olanların başında derneğinin üyelerinin geldiğini hatırlatan Taydaş, "Bu konuda bizim de söz hakkımız olduğunu düşünüyorum. Operasyonların destekçisiyiz. İktidarıyla, muhalefetiyle bu mücadele sürmeli. 783 bin 562 kilometrekarenin muhafazası ve müdafaası için hiçbir tartışmaya yer vermeden herkesin birlikte hareket etmesinin önemi büyük. Bu terör belasının el ele verilerek çözülmesini diliyoruz. Hem ekonomik olarak kazanç elde etmek, hem de şehit ve gazilerinin kanının yerde kalmaması için bu şart." şeklinde konuştu.
HDP'li vekillere ve belediyelere yönelik yapılan operasyon hiç şüphesiz en çok da şehit yakınlarını ve gazileri memnun etti. Manisa'da bugüne kadar siyasiler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda görüşlerini bildirirken, şehit yakınları ve gaziler adına ilk görüş Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Manisa Şube Başkanı Ümit Taydaş'tan geldi.
"BUNLARIN DERDİ ÜLKEYİ BÖLMEK"
Gazi Taydaş, yapılan operasyonlardan memnuniyetini dile getirirken sürmesi gerektiğini de üstüne basa basa vurguladı. PKK terör örgütüyle yaklaşık 40 yıldır mücadele edildiğini hatırlatan Taydaş, "Bu örgütün amacı belli, toprakları bölmek. Devletimizin de amacı buna izin vermemek ve vatandaşlarımızın huzur içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Çeşitli zamanlarda çeşitli isimlerle siyasette yer aldılar; şimdiki ismiyle de HDP'ye baktığımız zaman yöneticileri hep aynı kişilerdi. Sürekli olarak halka yaptıkları açıklamalarda onları kin ve nefrete sürüklediler. Yıkıcı bölücü faaliyetlerde bulunduklarını herkes gördü."
"GEREKLİ HOŞGÖRÜ FAZLASIYLA GÖSTERİLDİ"
HDP'nin hiçbir zaman Türkiye partisi sıfatına uymadığını dile getiren Taydaş, bunun sorumlusunun ise partinin siyasetçileri olduğunu vurguladı. Taydaş şöyle devam etti: "Siyasi çerçevede Türkiye partisi olmaları hatırlatılsa da, onlar hiçbir zaman Türkiye partisi tanımına uymadı. Ayrı bir devlet kurma hayalleri içerisinde olduklarını gösterdiler. Bugüne kadar ülkemiz bunlara gereken tüm hassasiyeti gösterdi. Hatta Avrupa'nın, ABD'nin bile göstermeyeceği hoşgörüyü gösterdi. Ancak onlardan iyi bir geri dönüş alınamadı."
"YATIRIM İÇİN VERİLEN PARALAR PKK'YA GİTTİ"
PKK ile araya mesafe koymayan HDP'nin açıklamalarında ve davranışlarında bunun net olarak görüldüğünü aktaran Taydaş, "Parlamentoda vekil olanların görevi Türkiye Cumhuriyeti devletinin gelişmesi, büyümesi, huzurlu bir hayat sağlanması yönünde çalışma gerçekleştirmesidir. HDP'li vekiller ülkeyi sürekli bir kaosa sürükledi. Kendi vatandaşının, askeri polisi şehit eder duruma getirmesine çanak tuttu. Bulundukları yerlerdeki belediyelere baktığınız zaman onlar da aynısını yaptı. İlçe merkezlerine, il merkezlerinde belediye araçlarıyla kazılan hendekleri, tuzaklanan bombaları hatırlayın. Ankara'dan yatırım için gönderilen paraların o bölgede yaşayan insanlar için yatırıma dönüşmesi beklenirken PKK'ya aktarıldıkları ortaya çıktı. Bütün bunlar hem HDP'nin hem de belediyelerinin açıkça PKK'ya destek oldukları ortada. Bu sebeple yapılan operasyonların tamamıyla arkasındayız. Suç işleyen, ülke bütünlüğüne kast eden kim varsa karşısındayız." ifadelerini kullandı.
"SEÇİLMİŞLİK SUÇ İŞLEMEK DEMEK DEĞİL"
Özellikle CHP kanadından gelen ‘Seçimle gelen seçimle gitmeli' açıklamalarına da yanıt veren Taydaş, "Bazı siyasilerin ‘Seçimle gelen seçimle gitmeli' gibilerinden beyanları oldu. O vekillere silah doğrulttukları zaman sizin hakkınızı kim savunacak? Biz şehit aileleri ve gaziler olarak bize silah doğrultanlara, şehit edenlere karşı durmanızı bekliyoruz." dedi.
"SİYASET İKİNCİ PLANA ATILMALI"
Terörle mücadelenin siyaset üstü bir konu olduğuna dikkat çeken Taydaş, son olarak şunları dile getirdi: "Operasyonların doğru olduğunu, en ağır cezayı almaları gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne kast eden vekil de olsa, bakan da olsa, başbakan da olsa, cumhurbaşkanı da olsa cezalandırılmalı. Hiç kimsenin bu ülkeye ihanet etmeye hakkı yoktur. Kanunlar yasalar açık ve net. Demokrasi adı altında bu işler yapılırsa ülkenin yıkılmasına sebebiyet verir. Terörle mücadelenin siyaset üstü bir iş olduğunu defalarca dile getirdik. İktidarıyla, muhalefetiyle bu mücadele sürmeli. 783 bin 562 kilometrekarenin muhafazası ve müdafaası için hiçbir tartışmaya yer vermeden herkesin birlikte hareket etmesinin önemi büyük. Bu terör belasının el ele verilerek çözülmesini diliyoruz. Hem ekonomik olarak kazanç elde etmek, hem de şehit ve gazilerinin kanının yerde kalmaması için bu şart."
Editör: TE Bilişim