Halk arasında günlük hayatta hep kullandığımız bir söz var; ‘’bir şeyi kırk kere söylersen olur’’ diye. Bu bazen iyi bir dilek bazen de sonucu kötü bir durum için kullanılır.

-Peki bu sözün bilimsel olarak bir karşılığı var mı? Dayandığı bir esas veya bir dayanak var mıdır?

Psikoloji de Pygmalion Etkisi diye bir kavram vardır. Diğer adı ise ‘’Kendini Gerçekleştiren Kehanet’’  

-Olmasını düşündüğümüz bir durumun ya da olayın gerçekleşme durumudur pygmalion etkisi.

  İnsanlar kimi zaman korkuları kimi zaman da istedikleri bir durum için kehanetlerde bulunurlar. Bazem bilinçli bazen de bilinçsiz bir şekilde yaparlar bunu. Hep şunu yaparız veya duyarız; ‘’bugün başıma bir iş gelecek, şimdi gülüyorum ya yarın kesin ağlarım, işin içinde ben varsam kesin işler ters gidecek.’’ Bu kehanetleri söyledikten sonra bunların gerçekleştiğini görüp ‘’ben söylemiştim, ben böyle olacağını biliyordum, aklıma gelen başıma geldi.’’ deriz. Biz bunu biliyor muyduk yoksa bu sonucu biz mi yarattık ?

  Bu durumu birkaç örnek üzerinden konuşalım;

-Bu konu hakkında bir hikayeden bahsedilir, size o hikayeden bahsedeyim. Nick adında bir demiryolu işçisi vardır. Nick etrafında iyi bir karaktere sahip olan, güvenilir, güçlü ve sosyal ilişkileri iyi olan bir kişiliğe sahiptir. Ne var ki Nick’in bir kötü özelliği var o da kötümser bir yapıya sahip olması. Başına bir iş geleceğinden, sorunların onu bulacağından ve şanssız olduğunu düşünür. Bir gün Nick, akşam saatlerinde mesai saatinin bitmesine yakın bir soğutma vagonunun tamiri için vagona doğru ilerler. Vagona tamir için girdiğin kapının kendiliğinden kapandığı farketmez ve sadece dışarıdan açılan bu vagonda kilitli kalır. Nick sesini diğer arkdaşlarına duyurmak ister ancak çalışma alanındaki gürültü nedeniyle duyuramaz. Arkadaşları da Nick’in onlardan önce çıktığını düşünür ve onu aramazlar. Nick tüm akşam orada kalacağı için tedirginlik içindedir. Aklından ‘’yine bu bela buldu, hiç şaşırmadım bugün zaten her şey yolunda gidiyordu, şimdi ne yapacağım ben burada kalırsam soğuktan öleceğim.’’ Gibi düşünceler geçmektedir. Nick vagonda kendine bir karton bulup içinde kendini sıcak tutup beklemeye başlamıştır. Sabah olduğunda arkadaşları onu bulduğunda Nick’in cansız bedeni kartonun içinde bulunmuştu. Ancak şöyle bir durum söz konusuydu; yapılan araştırmalar sonucu vagonun sıcaklık değeri 18 derece idi ve bolca hava vardı. Yani Nick için ölümcül bir neden yok. -Peki Nick neden öldü ?

İşte  bunun cevabı ‘’kendini gerçekleştiren kehanet.’’

Duygularımız ve inançlarımız hayatımıza yön verir. İnandığımız doğrular yaşam boyunca hep bizimledir. Doğrularımız bize yön verir, hayatımızı şekillendirir. Mesela; günlük hayatta ‘’ben değersizim, ben hiçbir şeyi beceremeyen bir beceriksizim, benden hiçbir şey olmaz’’ diye kendimizce doğrular oluşturduğumuzda nelerin olduğunu tahmin edebilir misiniz veya bu durumu deneyimlediniz mi? Sonuç zaten bellidir; ‘’ben haklıydım, bunu önceden gördüm’’ deriz. -Peki bizim bu doğrularımız, hayata olan bakış açımız bize bunu yaşatmış olabilir mi?

-Hayata nasıl bakarsak hayat bize aslında onu sunmaz. Asıl mesele biz hayatın bize sunduklarını nasıl algılıyoruz. Önemli olan bizim algımız.

Mesela bir başka örnek; kendi çocuğumuza söylediğimiz aslında çok önemli görmediğimiz söylemler vardır. ‘’bu çocuk okumaz, bizim ki zaten çok yaramaz başımıza bela olacak’’ gibi söylemler kullanırız. Hem de bunu çocuklarımıza karşı onların yanında bu söyleriz. Sonuçta çocuk sizi yanıltmadığında kehanet gerçekleşir. Sonuç; siz haklısınız. -Haklı olmak ne kadar önemli ? Kazanan kim?

-Bu herkes için her şey için geçerli bir durum. Biz hayatımız boyunca olumlu-olumsuz(çoğunlukla olumsuzdur.) hep kehanetlerde bulunuruz. Hayatımızı etkileyecek kehanetler. Bahsettiğimiz örnekler de bunu ortaya koymaktadır.

O zaman ne yapmalıyız ?

-Bir çocuğa; sen çok zekisin, sen başarılı bir insan olacaksın diye söylemlerde bulunursanız sonuçta daha başarılı daha kendine güvenen bir çocuk olduğunu göreceksiniz. Siz kendinize; ben bu işi başarırım, ben mutluyum, ben sevilen ve değerli bir insanım diye söylerseniz siz de artık değişmeye başlarsınız. Ne dedik biz neye inanırsak başımıza o gelir. Madem bizim kehanetlerimiz hep gerçekleşiyor o zaman biz de fayda sağlayan bizi mutlu edecek kehanetlerde bulunalım.

Sevgiyle kalın.