Mutlu musunuz? Yani gerçekten nasıl hissediyorsunuz? Tam da şu an küçükken veya geçmiş yıllarınızda hayalini kurduğunuz zamanlarda olduğunuzu düşünüyor musunuz? Ya da hayalini kurduğunuz ‘mutlu’ olduğunuz zamanlara yaklaştığınızı hissediyor musunuz?

Mutluluk sanırım herkesçe farklı anlamlar, farklı isimler barındırıyor. Bazen bir araba, bazen iyi bir birliktelik/evlilik, bazen bir ev, bazen bir kariyer, bazen de kişinin kendisi için yaşamını sürdürebileceği en mükemmel hayatın gerçekleşmesi diyebiliriz. Hepimizce farklı mutluluk tanımı var. Hepimizce farklı mutluluk anahtarları var.

Sanırım mutluluğa ya da sonsuz iyi oluşa erişmiş kimseler yok aramızda. Var diyebilen vardır belki de ama şunu da eklemek isterim ‘’peki daha mutlu olabileceğiniz varsayımlar yok mu?’’Ortaya çıkan araştırmalar sonuçlarına dayanarak çoğunluk hala arayışta diyebiliriz. Aksi halde bu kadar sorgulanmaz ve çağlar/yıllar boyunca ilgi konusu olmazdı.

Kişi için belirlenen yaşam amaçlarından bir tanesi, yaşama dair bir motivasyon çoğu zaman mutluluk. Arzulanan bir amaç olduğu için çaba ve uğraşıların bir anlamı oluyor kişide. ‘’Ben ne için çalışıyorum, şu an niye tüm olumsuzluklara katlanıyorum’’ gibi soruların en akla uygun gelen cevaplar olduğu için. Peki ya gerçekten hayalini kurduğumuz gibi değilse ya gerçekler farklı ise. Beklediğimiz yerde ‘mutluluk’ değil de ‘mutsuzluk varsa? O ihtimale bir bakıp düşünelim!

Mutluluk için çizdiğimiz yola bakalım öncelikle. Mutlu olmak bu yolun neresinde? Başında, ortasında veya sonunda mı? Aslına bakarsak beklenildiği üzere sonda da değil. Mutlu olmak ya da mutluluğa ulaşmak birçok şeyi ertelememize neden olmaktadır. Çünkü mutluluk bize göre savaş sonu verilen bir ödül diye düşünüyoruz. Yaşanılan an’ı, yaşanılan duyguları ertelemeye/yaşamamaya ya da daha az yaşamaya çalışarak şartlıyoruz kendimizi. Aslına bakarsak mutluluk yolun sonunda sahip olunan bir şey değil, yolculuğun ta kendisidir. Mutlu olmak yaşanılan her ‘an’da saklıdır. Bu durum; yağmurlu ve kasvetli havalarda isteklerimizi, yapmak istediklerimizi erteleyip güneş açtığında daha ılıman bir havada yapmaya benzer. Peki ertelediklerimizi gerçekleştirebileceğimiz sonsuz güneşli veya ılıman bir havanın gerçekliği nedir?

Beklediklerimiz her zaman gerçekleşmeyebilir. Yaşamda her renk vardır, yaşam bize her zaman istediğimiz renkleri göstermeyebilir. Siyahtan sonra sürekli olarak yeşili, maviyi, beyazı göstermeyebilir. Yaşam bir döngüdür. Yaşadıklarımızı tekrar yaşabilir ya da yaşayamayabiliriz. Bir şeyler son bulup bir daha başlamamak üzere yok olmayabilir. Bir tepeyi aştığımızda sanmayalım ki artık bizi düz ovaların beklediğini. Mutluluk da tam olarak tepenin ardındaki var olduğunu sandığımız düzlükler değil tepeye çıkma hikayemizin ve yaşadığımız her an’da yer almaktadır. İstersek yer verebildiğimiz her şeyimizdir. Mutluluk içimizdedir, bizimledir.

Bir açıdan var olan düşünceler sebebiyle bir açıdan da ‘mutlu olma zorunluluğu’ da kişiyi farklı tecrübelere sürüklemektedir. Hatta ortaya ‘mutsuzluk’ ya da mutlu olamama gibi bir durum da çıkarmaktadır. Kişi için üzülme, acılarını yaşama, olumsuz deneyimler yaşama durumlarının kabul edilmeyişi de mutlu olamamaya itmektedir. Olumsuz bir deneyim sonucu hemen duygu değişimi yaşayıp ‘mutlu olmalıyım, mutlu görünmeliyim’ çabası kişiyi daha da zor durumlara sebep vermektedir.

Evet, hayatımız istediğimiz şekilde ilerlemeyebilir, hayallerimiz gerçekleşmeyebilir ancak bu durum bizi ‘hayır, ben bunu hak etmiyorum, benim daha iyi bir yaşamım olmalı’ gibi söylemlerle tepkide bulunmak kişiyi daha olumsuz bir ruh haline bürümektedir. İçinde bulunduğumuz, yaşamakta olduğumuz hayatı öncelikle kabul etmeliyiz. Yaşamın farklı renkleri barındırdığını ve hepsini deneyimlememiz gerektiğini kabul etmeliyiz. Her zaman ve sürekli şekilde istendik bir yaşamın varlığının gerçek olmadığını kabul etmeliyiz. Tepelerin, yokuşların olduğunu sonsuz düzlüklerin olmadığını kabul etmeliyiz.

Mutlu veya iyi hisseden kişiler olmak istiyorsak biraz yaşadığımız zaman dilimine odaklanalım. Duygularımızı yaşamaktan korkmayalım. Gerçekçi hedefler ve hayaller kuralım. Olaylar karşısında çözümcü olalım. Empati kuralım. Anlamaya ve dinlemeye özen gösterelim. Sağlıklı ilişkiler kurmada çaba gösterelim. Sağlığımıza dikkat edelim. Spor yapmak, düzenli uyumak, müzik dinlemek, hobiler edinmek, sosyal ilişkiler kurmak sizi daha iyi hissettirecektir.