Koğuşlara girip her gün 2-3 saat uyuşturucudan dolayı hapse giren mahkumlarla konuşup, onları bu maddelerden uzak tutmaya çalışan Erdinçli, Batı'da uyuşturucuya karşı kiliselerin yıllardır çalıştıklarını, Türkiye'de de bu yöntemin yeni yeni yaygınlaştığını söyledi.

Manisa'da uyuşturucu ile mücadelede başarılı çalışmaları olan kişiler ödüllendirildi. Ödül törenine Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek, Manisa İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, Manisa İl Jandarma Komutanı Albay Özcan Kaplan, Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Yıldırım ve ödül alan kişiler katıldı. Törende Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Artuner Deveci, Uzman Doktor Aslıhan Eslek, Yeşilay Manisa Şubesi Başkanı Salih Fulcun, Uzman Dr. Ümit Atman, öğretmenler Nejmi Arslanbulut, Sezgi Koç, Hanife Bayındırlı, Deniz Seda Şahin, Esin Türkoğlu, Manisa İl Müftülüğü Cezaevi Vaizi Dr. Ahmet Erdinçli, müezzin Ali İhsan Akpınar, muhtarlar Erol Akar ve Hüseyin Özdemir'e ödüllerini Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa Cumhuriyet Başsavcı Akif Celalettin Şimşek ve İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç verdi.

GÖNÜLLÜ OLARAK BAŞLADI

Uyuşturucuya karşı mücadele verenler arasında cezaevinde görev yapan, Dr. Ahmet Erdinçli dikkat çekti. 35 yaşında 2 çocuk babası Ahmet Erdinçli, 4 yıldır cezaevinde çalıştığını belirtip, mahkumları uyuşturucudan uzak tutmak için çaba harcadığını söyledi. Cezaevini gönüllü olarak tercih ettiğini kaydeden vaiz Erdinçli, cezaevindeki çalışma süresinin dolmasına rağmen mahkumlar için görevine devam ettiği kaydetti. Bağımlılığa dikkat çekmek için kitap da yazan Erdinçli, "Uyuşturucu madde bağımlılığıyla alakalı 125 sayfalık kitap yazdım. Şu an basım aşamasında. İnsanlarımız genelde bu işin dini boyutunu bilmiyorlar. 'Ottur, haram olmaz' diyorlar. Genelde çoğu pişman olmuş. 18 yaşına kadar cezaevine girip, çıkıyorlar. 18 yaşından sonra 15-20 yıllık cezalarla karşı karşıya kalıyorlar. Ondan sonra hayatları bitiyor. Bu kişilerin evliliği en fazla 6 ay gidiyor. Çoğu, 'Bir kereden bir şey olmaz' diyerek başlamış. Arkadaş çevresi ve okul çevresinde sıkıntı var" dedi.

BATI'DAKİ KİLİSELER ÖRNEK OLDU

Batı'da uyuşturucuya karşı mücadelenin en etkin olduğu kurumların başında kiliselerin geldiğini kaydeden Erdinçli, kiliselerdeki çalışmaların başarısının ardından kendilerinin de bu konuda çalışmaya başladığını anlattı. Uyuşturucudan dolayı hapse giren kişilerin koğuşlarına girip saatlerce onlarla konuşan Erdinçli, şöyle dedi:

"Batı'da kiliseler bu işe çok önce başlamış. Ama Türkiye'de yeni yeni başlıyor. Bizi tetikleyen şey Batı'daki başarı sonuçları oldu. Kilisesiz bu işin olmayacağını anlamışlar. Biz de manevi olarak, dini yönden yaklaştığımızda farkını anlamaya başladık. Bizde bu uygulama yeni yeni başladı ama çok da etkili oluyor. Biz onlara uyuşturucunun beyne zarar verdiğini, sosyal hayata zarar verdiğini ve dinimizde haram olduğunu anlatıyoruz. Dini olarak ikna etmeye çalışıyoruz. Sabahtan öğleye kadar istekli olan kişilere Kur-an'ı Kerim öğretiyorum. Öğleden sonra bizzat koğuşlara giriyorum ve orada mahkumlarla 2-3 saat konuşuyorum. Genelde uyuşturucu koğuşlarına girmeye çalışıyorum. Uyuşturucuya nasıl bulaştıklarını, nelerin etkili olduğunu sordum. Cezaevi müdürü bile olsa koğuşlara çok rahat giremez. Ama ben çok rahat giriyorum. Bana güvenmeleri için çok büyük çaba harcıyorum."

"BANA GELEN UYUŞTURUCU BAĞIMLILARIN ÇOĞUNLUĞU DİNDAR AİLE ÇOCUKLARI"

Kendisine gelen uyuşturucu bağımlıları arasında daha çok dindar ailelerin çocuklarının bulunduğuna dikkati çeken Dr. Erdinçli, diğer suçların temelini de uyuşturucunun oluşturduğunu söyledi. Erdinçli, "1040 mahkumdan 250'si direk uyuşturucudan cezaevine girmiş. Ama dışarada, uyuşturucu bulamayınca gasp yapıyor, cinayet işliyorlar. Diğer suçların temelini de uyuşturucu oluşturuyor. Dindar ailelerin çocukları daha fazla uyuşturucuya bulaşıyor. Bana gelenlerin çoğu, dindar ailelerin çocukları. İki türlü aile davranışı var. Ya ağır baskı yapıyorlar ya da serbest bırakıyorlar. Aileler 'Benim çocuğum yapmaz' diye düşünüyor. Ancak, çocuk parka çıktığında bu uyuşturucuyu 2-3 liraya temin edip kullandığında, bir süre sonra bağımlı oluyor. Bu işin kurtuluşu yok ya cezaevine girerler ya da ölürler. Cezaevine girmek de bir anlamda ölümdür. 5 metrelik duvarlar var, dışarı çıkamıyorsunuz" diye konuştu.

AİLELERE TAVSİYE VERDİ

Ailelere de tavsiyelerde de bulunan Erdinçli, uyuşturucu kullanımının nasıl anlaşılacağını anlattı. Erdinçli, "Çocuğunuz eve geç geliyorsa, durmadan para istiyorsa, yemek yemiyorsa, gözleri mosmor olmuşsa, normalden daha az konuşmaya başladıysa, unutkanlığı başladıysa dikkatli olunmalıdır. Özellikle,uçucu madde beyni yok ediyor. Yapıştırıcı daha tehlikeli bir maddedir. Çocuk odasına gidip yatıyorsa, durmadan abur cubur yiyorsa, banyoda fazla duruyorsa, ani kusmalar varsa ve ağızda diklemesine yaralar varsa, ağız ve çenesi kayıyorsa hap kullandığının belirtileridir. Arkadaşında kalacağını söylüyorsa bu da takip edilmelidir" diye konuştu.

UYUŞTURUCU BAĞIMLISI HAFIZ OLDU

Cezaevinden çıkan uyuşturucu bağımlısı gençlerle dışarıda da ilgilenmeye devam eden Erdinçli, "Yaptıklarımızın dışarıda da ciddi bir etkisi oluyor. Dışarıya çıktığı zaman uyuşturucudan uzak durmak için çalışıyor" dedi. Erdinçli, şöyle devam etti:

"Bu çocuklar yeterince eğitim almamış. Böyle olunca inanç boyutu da eksik oluyor. Bir mahkum uyuşturucu kullanımına bağlı işlediği bir suçtan dolayı cezaevine girmiş. 37 yıllık ceza aldı. İçeriye girdiğinde beyni çalışmıyordu. İki kelimeyi bir araya getiremiyordu. Ama ilgiyle yeniden hayata bağlandı. Kuran'ı Kerim'i ezberledi, hafız oldu. Eğer azim olursa, çaba olursa kurtulabilirsiniz. Biz insanın manevi boyutunu da güçlendirip, kurtarmaya çalışıyoruz."

CAMİLERDE VAAZ VERİP, MAHALLELERE GİDİYOR

Cuma günlerinde yaptığı vaazlarda uyuşturucu konusunu işlediğini dile getiren Erdinçli, insanlarda bilinç yaratmak istediğini ve uyuşturucu bağımlılığının boyutlarının tehlikesine dikkat çekti. Mahallelerdeki kahvehanelere de AMATEM ekipleri ile birlikte gittiklerini dile getiren Erdinçli, "AMATEM psikolojik boyutunu anlatıyor, biz de dini açıdan anlatıyoruz. Mahallelerde muhtarlarımızın da desteği ile çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.
Editör: TE Bilişim