Yıllardır sabah erkenden dükkanını açıp işinin başına geçtiğini anlatan Kırhan, işi sayesinde çocuklarına baktığını belirterek, "Burada demiri el ustalığıyla dövüp balta, tırpan, kazma, çapa yapıyorum. Bu işle karnımızı doyurduk. Çocuklara, hanıma ev verdim. 40 yılı aşkın bu işi yapıyorum. Yaptığın işi dürüst yapacaksın, düzgün yapacaksın. Ben çalıştığım zaman yere düşene, bayılana kadar çalışırım. Hepsi el emeği, el işi. Çalışmadan ekmek yok, işini seveceksin" diye konuştu.
"BU İŞ YÜREK İSTER, BİLEK İSTER"
Demirciliğin zor bir iş olduğunu kaydeden Kırhan, "Ocakta 360 derecede demir ısınıyor, sonrasında demiri dövüp şekil veriyorum. Demir ocakta ısındıktan sonra dövmeye başlıyorum. Bileme, sulama, taşlama yapıyorum. 10-15 yıl öncesine kadar durumumuz daha iyiydi. Ondan sonra yavaşladı. Bu iş sabır, yürek, bilek ister. Kolay bir şey değil. Ben bu işte pişmişim. Başka iş yapamam" dedi. Devletin eski meslekleri yaşatmak adına vergilerde kolaylık sağladığını anlatan demirci ustası Kırhan, ancak teknolojiye yenildiklerinden dert yandı. Kırhan, "El sanatları yok olmasın, devlet tamamen koruma altına alsın. Bunlar bizim geçmişimizdir. Ölene kadar mesleğimi devam ettireceğim. Kimse kalmasa da ben burayı boş bırakmayacağım. Bizim yaptığımız fabrikalardakine benzemez. Benim yaptığım el işi olduğundan dolayı daha dayanıklı ve kalitelidir" diye konuştu.
Editör: TE Bilişim