Dünyanın en tehlikeli terör örgütlerinden biri olan DAEŞ'in militanları, sosyal paylaşım sitelerinde cirit atıyor. Üstelik DAEŞ militanlarıyla konuşmak için yalnızca gruplarına üye olmak yeterli. Terör örgütlerini cazibe olarak görüp araştırma yapan gençler, her an kandırılmakla yüz yüze.
Terör örgütlerinin gençleri avlamak için yeni adresleri, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ağları oldu. Sosyal paylaşım sitelerinde açılan ve terör örgütlerine ilişkin bilgiler veren gizli grupları araştıran gençler, ulaştıkları militanlarla mesajlaşıyorlar. Mesajların ardından teröristler, karşı tarafa güvendiklerinde, onları savaş bölgelerine götürmeye söz veriyor.
Durumun doğruluğunu onaylamak isteyen Olay gazetesi muhabiri Berfin Adıcan Facebook üzerinden sahte bir hesap açtı. Terör örgütlerinin açtığı gruplara katılıp gençlerin nasıl kandırılabileceğini gözler önüne sermek için militanlarla kontak kurdu.
Kısa süreli bir bekleyişin ardından DAEŞ sempatizanlarının yoğun olarak kullandığı ‘Devlet-ül İslam' isimli gizli grupta bulunan bir terörist çağrıya karşılık verdi.
"ÇOK İYİ SİLAH KULLANIYORUM"
Terörist, Suriye'deki çatışmalarda yaralandığını ve Türkiye'de tedavi altında olduğunu söyledi. ‘Suriye'deki savaşa gitmeme yardım eder misin' sorusu üzerine terörist, ‘Seni Suriye'ye götürebilirim. Para lazım değil' ifadelerini kullandı.
Son yıllarda büyük can kayıplarına neden olan, yaptığı saldırılarla Türkiye'yi kan gölüne çeviren terör örgütlerinin avlanma yerine dönüşen sosyal medya, gençlerin kısa sürede bir teröriste dönüşebildiği yer olarak da karşımıza çıktı.
Dehşet veren ifadelerle terör örgütüne yataklık yapan bu yazışma, tehlikenin de boyutunu gözler önüne serdi.
İşte o yazışmalardan bir kısmı:
-Merhaba. Seni ‘Devlet-ül İslam' grubunda gördüm. Benimle iletişime geç. Seni tanımak istiyorum.
Terörist: Yalnızca İngilizce konuşabiliyorum. Türkiye'de oturuyorum.
-Hangi ildesin? Türkçe biliyor musun? Silah kullanabiliyor musun?
Terörist: Evet, çok iyi silah kullanıyorum.
"SENİ SURİYE'NİN MERKEZİNE GÖTÜREBİLİRİM"
-Ben Suriye'de savaşmak istiyorum. Bana yardım edebilir misin?
Terörist: Evet. Ben Suriye'deydim ama silahla vuruldum. Türkiye'de hastanedeyim.
-Beni Suriye'ye götürür müsün?
Terörist: Evet, seni Suriye'ye götürebilirim. Seni Suriye'nin merkezine götürürüm. Seni görüntülü arıyorum.
-Kameram yok.
"FOTOĞRAFINI GÖNDER"
Terörist: Seni Suriye'ye götürürüm ancak fotoğrafını görmek istiyorum. Benim fotoğraflarım Facebook profilimde yüklü.
-Beni ne zaman Suriye'ye götüreceksin? Sen komutan mısın? Beni nasıl Suriye'ye götüreceksin?
Terörist: Evet, komutanım. Ne demek istediğini anlıyorum. Sana yardım edeceğim.
"PARAYA İHTİYACIN YOK, SENİ SURİYE'YE GÖTÜRÜRÜM"
-Suriye'ye gitmek için paraya ihtiyacım var mı? Para istiyor musun?
Terörist: Hayır, paraya ihtiyacım yok.
-Güzel, tamam.
Konuyla ilgili yetkili mercilerle yaptığımız istişare sonucu, gerçekleştirilen konuşmayı amacına ulaştığı gerekçesiyle sonlandırdık.
PSİKİYATRİST DURAN, "SOSYAL MEDYA ÇOK İYİ İNCELENMELİ"
Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Şahut Duran yazışmaları inceledikten sonra yaptığı açıklamada, sosyal medyanın çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Psikiyatrist Şahut Duran, "Yazışmalarda da görüldüğü gibi sosyal medya üzerinden terör örgütü üyeleriyle iletişime geçmek bu kadar kolay. Ergenlik döneminde olan, radikalizme sempati besleyen gençler, araştırdıkları bilgilerle birlikte sosyal medyada bu tarz gruplar buluyor ve militanlarla mesajlaşıyorlar. Kimi gençler konuşmayı ilerletmezken kimisi bu kişilerle arkadaş oluyor ve istediklerini yapıyor. Bu nedenle ailelerin konuya çok duyarlı yaklaşması lazım. Gençleri internet üzerinden etkilemek çok kolay bir hal aldı. Yetkili merciler zaten bu tür grupları takibe alarak gerekli incelemeleri yapıyor. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerekir" ifadelerini kullandı.
ÖZEL HABER BERFİN ADICAN
Editör: TE Bilişim