Ülkece çok ağır bir acı yaşıyoruz. Yüreğimiz yanıyor.  Korkunç bir sabaha uyandık 6 Şubat 2023’te…

Güneydoğu’da 10 ilimiz 7,7’lik depremle sarsıldı. Kış günlerinin donduran soğuğunda deprem vurdu insanımızı.

‘Yüzyılın felaketi’ olarak anılacak kadar büyük bir deprem yaşadı Türkiye.

İnsanlar ve hayvanlar enkaz altında kaldı. Binalar yıkıldı. Ayakta kalabilen binalarda oturulamayacak kadar ağır hasarlı. Asfalt yollar yarıldı!

Hasar çok büyük. Tek bir kent değil ki 10 kent birden.

Karanlık günlerden geçiyoruz.

Her yerde yıkım ve çaresizlik var.

Çok korkuyorum.

Haber fotoğraflarını gördükçe, çaresizliğim ve korkum daha da artıyor. Ben burada sadece uzaktan bir göz iken depremi yaşayan insanlar ne yapacak?

Yediğim yemekten, ısınmaktan, üşümemekten utanıyorum.

İnsanlar enkaz altındayken aldığım nefesten bile utanır hale geldim.

Umarım bu son olur demek isterdim ama ne yazık ki deprem riski yüksek olan bir ülkeyiz. Bu acıları daha önce de yaşadık. Ama çekilen acılardan ders almadık. Depreme yine hazırlıksız yakalandık.

İşte yönetimlerin en büyük hatası bu. Kadercilik. Türkiye’nin fıtratında bu var denilerek hiçbir önlem alınmıyor, denetlemeler yapılmıyor ve insanlar adeta kaderine terk ediliyor.

Kadercilikten bahsedecek olursak Yaradan bile önce bir şeyler yapmamızı sonra kendisine bırakmamızı söyler.

Şimdi söyleyin sizce bu kader midir?