Mülteci, sığınmacı ya da Suriyeli problemi... Adını ne koyarsanız koyun, söz konusu durumun çözümüne duyulan açlığı bastıramazsınız.
Yıllardır özlemini duyduğumuz, ortak bir çatı altında birleşme bağlamında toplumun neresinde genelinde kolektif bir şuur oluşmasına sebebiyet veren Suriyelilere sanırım teşekkür etmeliyiz.
Çünkü son günlerde Türk Bayrağı’nın altında birleşmekten imtina edenleri bile hayretle izliyoruz.
Takip edebildiğim kadarıyla (ki bu konuya özellikle eğilmeye çalışıyorum.) toplumun genelinde bir memnuniyetsizlik oluştu ve bu huzursuzluk, ana akım medyanın servis ettiği iktidar çözümlerine burun kıvırabilecek bir huzursuzluk.
Suriyeliler için yapılan konutlar, pazaryerleri, sağlık binaları yani Suriyeliler için oluşturulan yapma yaşam ortamı anladığım kadarıyla Suriyelilerin pek ilgisini çekmiyor.
Diplomatik aşamada Suriye rejimi ile görüşüldüğü söyleniyor. Bu vesileyle iktidarın toplumdaki memnuniyetsizlikten memnun olmadığını söylemek pek yanlış olmaz.
Bilindiği üzere bazı kesimlerce ‘din kardeşi’ olarak servis edilen yabancı uyrukluların din ile alakası olmayan mevzularda daha etkin olduğunu görüyoruz.
Şimdi bakanlıktan birileri çıkıp oran açıklar bizde suç oranı şöyle onlarda şöyle diye aman...
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca görüp görebileceği en büyük sorunlardan biri olmadan Suriyelilerin memleketlerine ivedilikle gönderilmeleri gerekiyor.
Yolda seçimler var.
Son düzlüğe girmek üzereyiz.
Toplamsal karmaşaya mahal vermeden, herkesin kendi memleketinde yaşayabilmesini sağlamalı, onları bu özgürlük ile buluşturmalıyız.