Haluk Evinç verdiği ifadesinde kendisine acil eylem planı yöneticisi olduğunun tebliğ edilmediğini ve bunu bilirkişi raporundan öğrendiğini anlattı.
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin hayatını kaybettiği Eynez Maden Ocağındaki faciayla ilgili devam eden ceza davası devam ederken ek bilirkişi raporuyla kusurlu oldukları gerekçesiyle haklarında takipsizlik kararı kaldırılan ve yargılanmalarına karar verilen 5 isimden ikisi Soma 2. Asliye Ceza mahkemesinde ifadelerini verdi.

ACİL EYLEM PLANI YÖNETİCİSİ OLDUĞUNDAN HABERİ YOKMUŞ
Soma Adliyesinde mahkeme salonunda maden şehitleri yakınlarının yanısıra mağdur avukatları da yer aldı.
İlk olarak ifadesini veren ve avukatı bulunmadığını söyleyen Haluk Evinç ifadesinde Soma faciasıyla ilgili çok önemli bir ayrıntıyı paylaştı. Evinç, Eynez Maden Ocağı Acil Eylem Planı yöneticisi olduğunu bilirkişi raporunda öğrendiğini ve kendisinin bununla ilgili doğrudan ya da hiçbir şekilde tebliğ yapılmadığını kaydederek suçlamaları reddetti.
Haluk Evinç ifadesinde şunlara yer verdi: "24 yıldır Soma Kömür İşletmelerinin çeşitli ocaklarında görev aldım. Olay tarihinde Işıklar İşletmesinde müdür olarak çalışıyordum. Olay günü kazanın meydana geldiği haberini alır almaz hemen Eynez'e gittim. Gaz izleme odasına girdiğimde ana nefeslikten duman çıktığını gördüm. Yer altında yetkili olarak kimin bulunduğunu sorduğumda İsmail Adalı'nın olduğunu söyledi. İsmail Adalı bana havalandırmanın ters çevrilmesi talimatını verdi, ben Akın Çelik'i arayarak durumu haberdar ettim. Akın Çelik'te havalandırmanın ters çevrilmesi talimatını onayladı. Bu talimatı harekete geçirmek için harekete geçtim. Temiz hava çıkışındaki arkadaşları tahliye ettik. Ben olay olduğu tarihte Işıklar İşletmesinde müdürdüm. Benim Eynez işletmesinde herhangi bir yetkim yoktur. Bilirkişi raporunda acil durum yöneticisi olarak görünüyorsam da benim böyle bir yetkim yoktur, ben bundan haberdar değildim. Daha sonra yaptığım incelemede acil durum yöneticisi olarak gözüktüğümü öğrendim, ancak bana böyle birşey tebliğ edilmedi. Buna dair herhangi bir imzam yoktur. Ben Işıklar işletmesinde yerlatı ve yerüstü yıkama tesisi, üretim, emniyet, iş güvenliği olmak üzere bu işletmedeki tüm sorumluluk bana aittir. Bu kadar sorumluluğum olmasına rağmen Eynez işletmesinde acil durum yöneticisi olmak imkansızdır. Kaldı ki acil durum yöneticisi olarak görevlendirilen kişi maden ocağını iyi bilmesi gerekir. Ancak ben Işıklar İşletmesinde çalıştığım için Eynez ocağından çok haberdar değilim. Bu yüzden hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Bilirkişi raporunda da benim Işıklar İşletmesinde müdür olduğum ve acil durum yöneticisi gözüken şeklinde ibare geçmektedir. Ben kağıt üzerinde yönetici olarak gözüktüğümü öğrendim. Ancak buna dair herhangi bir yetkim yoktur."
Mağdur avukatlarının sorularına da cevap veren Evinç, Eynez Maden Ocağı'nda Acil Durum yöneticilerinin ocakta en rütbeli kişi kimse onun olduğunu dolayısıyla Acil Durum yöneticilerinin Akın Çelik ve İsmail Adalı olduğunu kaydetti.

"ALP GÜRKAN GENEL MÜDÜR OLARAK BENİ ATADI"
Alp Gürkan'ın maden faciası sonrasında Ramazan Doğru'nun yerine Genel Müdür olarak kendisini atadığını belirten Haluk Evinç, "Ramazan Doğru'nun tutuklanması sonrasında olaydan yaklaşık 6 ay sonra Alp Gürkan Genel Müdür olarak beni atadı. Genel Müdürlüğü ben yaptım." diyerek şu anda da 10 aydan bu yana şirketle ilişiğini kestiğini kaydetti.

MURAT BODUR: "DEFTER KAYITLARINI RAHMETLİ MEHMET EFE TUTUYORDU"
Bir diğer ifadesi alınan sanık Soma Kömür İşletmesi'nde çalışan Jeoloji Mühendisi Murat Bodur ise "2010 yılında Soma Kömür İşletmesinde Jeoloji Mühendisi olarak çalışmaya başladım. Yer altında hazırlık birimindeydim. Daha sonra bağırsaklarımdaki kronik rahatsızlıktan dolayı yer üstünde çalışmaya başladım. 2012 yılında eğitim birimine katıldım. Yaklaşık 1 yıl getir götür işi yaptıktan sonra 2013 yılı haziran ayında C sınıfı iş güvenliği uzmanı belgesini aldım ve 2013 yılı Eylül ayından sonra Eynez Ocağında Eğitim Mühendisi ve C sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanı olarak görev aldım. Benim bu olayla ilgili bir kusurum yoktur. Ben yeraltından sorumlu değilim. Yer üstünde görevliydim. Benim defter tutma gibi bir zorunluluğum da yoktu. İşletmedeki iş sağlığı ve güvenliği için tutulan tek defteri Baş Mühendis Mehmet Efe tutmaktaydı." dedi.
Manisa Barosu Genel Sekreteri Av. Seçil Ege Değerli, "Talimat dosyasında ifadelerini veren bu yöneticiler beyanlarıyla da şirketin ne kadar keşmekeş içerisinde işletildiği kazaya nasıl adım adım gidildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yönetici sıfatını taşıyan sanığın ifadesiyle bir kez daha şirketin iş güvenliğini işçi sağlığını hiçe saydığını tekrar tekrar görüyoruz. Biz Baro olarak her zaman ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

"GERÇEKLER ORTAYA ÇIKANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ"
Mahkeme sonrasında açıklama yapan mağdur avukatlarından Sercan Aran, "Bugün Soma davasının ek davasındayız. Alp Gürkan ve şirketin 4 yöneticisinin yargılandığı davanın ilk talimat duruşmasındayız. Bu dosyada Alp Gürkan dışında Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Haluk Evinç ve Murat Bodur sanık olarak yargılanıyor. İkametleri Soma'da görünen Haluk Evinç ve Murat Bodur'un talimat ifadeleri için ailelerle birlikte buradaydık. Haluk Evinç ifadesini verdi. Akhisar'da görülen davada olduğu gibi diğer sanıklarda olduğu gibi ailelerin gözlerinin içine baka baka yalan söyledi. Evet yalan söylemek kanunen onların hakkı, ama biz gerçekleri biliyoruz. Bu gerçekler ortaya çıkana kadarda bu davanın peşini bırakmayacağız. Diğer sanık Murat Bodur ise sorularımıza cevap vermedi. Asıl mahkemede soruları cevaplayacağını söyledi. Ne olursa olsun bugün olmazsa bile başka bir zaman mahkemede biz bu sorularımızı soracağız. 301 insanı katledenlere hesabını soracağız." dedi.

ACIMIZI DAHA DA ARTIRIYORLAR
Maden faciasında eşi Mustafa Kaya'yı kaybeden Naciye Kaya ise şunları söyledi: "Her zamanki gibi yine hikaye dinledik. Çok başarılı bir çalışma yapmışlar. Ama kurtarma çalışmasında 301 kişi öldü. Böyle konuşunca bunlar acımızı daha çok artırıyor. Bunların gelmesi çözüm değil esas enerji bakanı da gelmesi lazım buraya biz onu istiyoruz."
Bu arada ifadelerine başvurulacak diğer isimler olan Hayri Kebapçılar'ın 12 Aralık tarihinde İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde, Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit'in de İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde 26 Aralık 2016 tarihinde ifade vereceği bildirildi. Alp Gürkan'la birlikte ifadeleri alınacak 5 kişinin mahkemelerdeki ifadelerinin Akhisar Ağır Ceza mahkemesi tarafından değerlendirilmeye alınacağı ve davayla birleştirilip birleştirilmeyeceğine karar vereceği öğrenildi.
Editör: TE Bilişim