Genç MÜSİAD tarafından Anemon Otel'de ‘Tecrübe Konuşuyor' programı düzenlendi. Programa, MÜSİAD Manisa Şube Başkanı Ahmet Öztürk ve genç MÜSİAD üyeleri katılırken, programda MÜSİAD'ın kurucu Başkanı Abdullah Tekin tecrübelerini gençlerle paylaştı.

Yapılan toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan MÜSİAD Manisa Şube Başkanı Ahmet Öztürk, Doların hızlı yükselişini değerlendirdi. Öztürk, dolar ve euro üzerinden alınan hammaddeler ile üretim yapan firmaların yükselişler nedeniyle zora girdiğini söyledi. Dövizin fazla miktarda ani yükselmesinin sadece Türkiye'nin değil dünyadaki tüm ülkelerde para değerinin dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle dünyadaki tüm üreticilerde bir sıkıntıya neden olduğunu söyleyen Öztürk, "Dolarda özellikle Euro'da dahil olmak üzere dövizdeki artış satın alınan dolara endeksli hammaddeler ile üretim yapan firmalarımızı zora sokuyor. Dövizin fazla miktarda ani yükselmesi sadece ülkemizde değil, dünyadaki tüm ülkelerde para değerinin dolar karşısında değer kaybetmesiyle sonuçlandığı için dünyada topyekün üreticilerde bir sıkıntı söz konusu oluyor. Fakat bu doların yükselmesi, sadece bir ülkenin politikasına bağlı değil çünkü ABD, dünyadaki paranın 3'te 1'inin yer aldığı, oradaki ekonominin en küçük dalgalanmasının tüm dünyayı olumsuz etkilediği bir ülkeden bahsediyoruz. ABD, kendi para biriminin de ani yükselmesini kesinlikle istemez. İstememesinin sebebi de ABD'de üretim yapan ve dünyaya ihraç yapan firmaların ihracat miktarlarının azalması. Dolardaki ani yükselme ABD'deki büyük ihracat yapan firmaları şu an çok zora sokmuştur. Kendileri de bu durumdan rahatsız. Ani yükselme birçok firmayı da olumsuz etkiliyor. Şu anda yapılan müdahaleler ve çalışmalar sonucunda önümüzdeki günlerde bunun belli bir seviyeye bir miktar daha düşmesini bekliyoruz" dedi.
Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile müzakereleri dondurma tavsiye kararına da değinen Öztürk şunları söyledi:
"AB ile müzakerelerimizde ülkemizde en büyük değer katan şey, müzakere sürecinde AB kriterleriyle ilgili demokratik gelişme ve bazı sanayi gelişmeleriyle ilgili kanunları çıkarmamıza vesile olmuştur. Dolayısıyla müzakere sürecinde kendi içimizde yaptığımız mevzuattaki düzenlemeler açısından bizim için son derece verimli idi. Fakat biz AB kriterleri sürecindeki kanunlarımızın çoğunu çıkarttık. Bizim AB'ye aday olup olmama gibi son noktası kaldı. Son noktada da bizim üyelikle ilgili özel bir bağlantımız yok. Üye olmamamız onlar için daha sıkıntılı olur diye düşünüyoruz. Bizim için şu anda ülkemizi tehdit edecek bir sıkıntımız yok. Son 15 yılda ciddi bir ivme kaydettik. AB'ye girmemek bize dezavantaj değil bazı konularda avantaj bile olacağını düşünüyoruz".
Editör: TE Bilişim