MANİSA'da çiftçinin sarı altını üzüm, bağlardan binbir emekle kesildikten sonra güneşin altında kurumaya bırakılmaya başlandı. 40 derece sıcakta bağlarda üzüm kesen işçilerden bazıları harçlığını çıkarmak, bazıları da maddi zorluklardan evlendiremediği 3 çocuğunun çeyizi için çalıştığını anlattı.

Türkiye'de üzüm üretiminin yüzde 85'ini karşılayan Manisa bağlarında üzüm hasadı başladı. Yunusemre İlçesi, Yunt Dağı çevresindeki 1 milyon dekar arazide üzüm üreten çiftçi, 40 derece sıcağın altında üzüm hasadını yaptı. Kış aylarında bağlarda başlayan hazırlık Ağustos ayının gelmesiyle birlikte hasat heyecanına döndü. Kentin sarı altını üzüm, Manisa çiftçisine kazandırdığı paranın yanı sıra işçilere de ekmek kapısı oluyor. Sıcağın altında 50 liraya bağda üzüm kesen işçilerden 50 yaşındaki Mehmet Akbağ, saat 06.00'da kalkıp 40 kilometre öteden geldiğini söyledi. Akbağ, "40-41 derecede çalışıyoruz. Kolay değil ama çalışıyoruz. Üzüm fiyatları belli değil, onun için mağduruz. Hem üreticiyim hem de işçiyim" dedi.
OKUL HARÇLIĞI İÇİN ÜZÜM KESİYOR
14 yaşındaki ortaokul öğrencisi Sedef Ersoy da, okul harçlığını çıkarmak için bağda üzüm kesiyor. Ailesine yük olmamak için çalıştığını anlatan Ersoy, "Günlük 50 liraya çalışıyoruz. Hava sıcaklığı 45 dereceyi buluyor. Saat 08.00'de başlıyoruz, 18.00 gibi bırakıyoruz. Yaz aylarında üzüm keserek harçlığımı çıkarıyorum. Cemal Ergün Ortaokulu'na gidiyorum ve harçlığımı buradan çıkarıyorum" diye konuştu.

ÇEYİZ PARASI ÜZÜMDEN
Çocuklarının çeyizini hazırlamak için bağda çalışan 55 yaşındaki Fatma Beğenilmiş ise yıllardır tarlalarda olduğunu anlatarak şunları söyledi: "3 çocuğum var, onların çeyizini hazırlamak için işe geliyorum. Sıcakta çok zor oluyor ama yapacak bir şey yok. Üzüm para etmiyor diyorlar. Yevmiyeler ucuz olacak diyorlar. Ama gelmeye mecburuz. 40 kilometre yoldan geliyoruz."

ÜZÜM HASADI EKİP İŞİ
Manisa'da yıllardır bağcılık yapan Mehmet Ersoy, geçim kaynağı olan bağcılığın kolay bir iş olmadığını ve yılda 9 ay boyunca tarlada çalıştığını söyledi. Kış aylarında bağda budama işlemi yaptıklarını dile getiren Ersoy, budamanın ardından toprağın sürüldüğünü ve gübrelendiğini anlattı. 9 ay boyunca her hafta üzüm bağına geldiğini söyleyen Ersoy, 20 Ağustos'ta hasadın başladığını ve eylül başına kadar devam edeceğini belirterek, "20'sinden önce biraz ekşi olduğu ve kalite düşük olduğu için başlamıyoruz. Artık Eylül'ün ilk haftasında hasadı bitiriyoruz. Yaklaşık 20-25 işçi çalıştırıyorum. Hava çok sıcak olduğu için işçi bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Bunun için istedikleri fiyatı vermek zorunda kalıyoruz. Üzüm kesene 50, sergide çalışana 55, üzüm sepetlerini taşıyana ve bandırma yapana 70 lira veriyorum. Bu sıcakta çalışmak kolay değil. Bağları 2 yıldır soğuk vuruyordu. Bu sene fiskiye sistemi ile bağları koruduk. Ama bu sefer de güneş yaktı. Güneş yanığından dolayı ürün kaybı var. Dekarda 400 kilo civarında kuru üzüm elde etmeyi bekliyoruz" dedi.

ESAS EMEK KESİLDİKTEN SONRA

Mehmet Ersoy'un bağından kesilen üzümler traktörlerle sergi alanlarına taşındı. Burada su, potas ve zeytinyağından oluşan karışıma bandırılan üzümler, kadınlar tarafından naylon sergilerin üzerine serildi. Üzümlerin kesildikten sonra gördüğü işlemleri anlatan Mehmet Ersoy, "Tarlada kesilen üzümler traktörle buraya getiriliyor. Bandırmada potas, zeytinyağı ve su kullanılıyor. Sepetlerdeki üzümler sergiye getiriliyor. Kadınlar tarafından iri salkımların kolay kuruması için parçalanıyor. Serildikten sonra sergide 8-9 gün boyunca bekletiliyor. Kuruyan üzümleri toplayıp çuvallara koyup savuruyoruz. Daha sonrasında çuvallıyoruz. Yaklaşık 20 yıldır bu işi yapıyoruz. Kolay bir iş değil. İstediğimiz rakamlarda üzümü satamıyoruz. Devlette müdahil alımlarla emeğimizin karşılığını almayı bekliyoruz" diye konuştu.

“HERKES YILDA EN AZ 2 KİLO ÜZÜM YEMELİ”

İnsan sağlığına da faydalı olan üzümün kendileri için sarı altın olduğunu belirten Ersoy, herkesi üzüm yemeye çağırdı. Ersoy, "Üzüm bizim için sarı altın. İç piyasada az tükettiğimiz için yurtdışına ihraç ediliyor. İç piyasada tüketimi özendirmeliyiz. Üzümün antioksidan olduğu söyleniyor. 79 milyon insanımızın hepsi yılda 1 kilo üzüm yese 80 bin ton üzümü iç piyasada tüketiriz. Üzümün faydaları çok, anlatılmadığı için tüketilmiyor. Herhangi bir kalıntı da yok. Herkes senede en az 2 kilo yesin, emeğimizin karşılığını alalım" diye konuştu.


Editör: TE Bilişim