MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli deneyimi ile son yıllarda ülke gündemini elinde tutan lider. Salı günü gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili yapacağı konuşmaya çevrilmişken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerel seçimlerde ittifak çalışmalarının kör topal gitmesinden sıkılmış bir halde partisinin grup toplantısında, “Yerelde ittifak yok” demesi ülke gündemine bomba gibi düştü. Sonra olanlar oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ittifaktan kurtulmanın mesajını verdi. AK Parti ve MHP şimdilik cumhur ittifakındaki beraberliğini sürdürerek yerelde Anadolu tabiri ile “Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna” deyince siyaset sahnesi hareketlendi.  Gerçi dün de belirtmiştim. Bu ittifakın olmayacağını Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Songüler bana ısrarla söylemişti. Bense ittifaktan yanaydım. Yine Ahmet Songüler haklı çıktı.

Dün Ekonomist Dr.Hikmet Oray Yalçın ve AK Parti Manisa Seçimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ataman Taydaş ile beraberdik. Akşam Foça’da durum değerlendirmesi yaptık. Anladım ki AK Parti’nin yerel seçimlerde ittifaka teşkilatların sıcak bakmadığı anlaşılıyor.

Gerçi sevgili dostum Yavuz Donat da Eylül ayı içinde yerel ittifakın olma ihtimalinin zayıflığını belirten yazısını yazmıştı. Dün de köşesinde buna değiniyor. Hürriyet’te ise Abdülkadir Selvi olayın perde arkasını yazdı. Ben de değerli iki köşe yazarının yazılarını köşeme taşıyorum.

AKSİYON... YÜKSEK TANSİYON

Konsoloslukta cinayet... Af tartışmaları... Yerel seçim... İttifak... Kırmızı çizgiler... Grup konuşmaları... Suçlamalar... Ses yükseltmeler... "Gelişmeler, aksiyon filmi gibi."

Bu aşamada yapılması gereken "Lütfen biraz sükûnet... Ve aklıselim."

İşi "Hakaret boyutuna" tırmandırmanın gereği yok... Kimseye yararı da yok.

Demir Lady (Margaret Thatcher) anılarında ne diyordu?... Hatırlayalım:

- Hakaret, siyaset yapmanın yerini tutamaz... Panik belirtisidir.

***

Yol ayrımı

Devlet Bahçeli "Yerel seçimle ilgili hiçbir ittifak arayışımız kalmadı" dedi ve ekledi:

- Kendi göbek bağımızı kendimiz keseriz.

Bahçeli'nin söylemi bir "Rest" çekiş.

Erdoğan anında "Resti" gördü:

- MHP'nin kararına saygı duyarım... Madem öyle diyorlar... Biz de "Herkes kendi yoluna" deriz.

Hani bir söz var... Bugün gelinen noktaya uygun... "Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna."

***

Ne dediysek o

Görünen köy kılavuz istemez... Yerel seçimde ittifakın olmayacağı belliydi... Defalarca yazdık.

"Yerelde ittifak" için demiştik ki:

 Nafile... Bu kuyudan kolay kolay su çıkmaz (6 Eylül 2018).

 Yerel seçimde/pratikte böyle bir ittifak zor (7 Eylül 2018).

Özetle... "Sonuç" sürpriz değil.

***

Çanak çömlek patladı mı?

Hayır... Patlamadı.

"Cumhur ittifakı... Meclis çalışmalarında işbirliği... Gelecek milletvekili seçiminde birliktelik" sürer.

"Çatlayan" sadece yerel seçim ittifakı.

"Çatlatan" olay ise... Af tartışmaları.

Ak Parti'nin bu konudaki tavrı çok netti... Erdoğan "Kızılcahamam kampında" açık açık söyledi.

Ama... MHP'nin de belli ki "Angajmanı... Tabana verilmiş bir sözü vardı."

Ak Parti'den destek gelmeyince... Af işi yatınca... Yine belli ki MHP yönetimi "Taban baskısıyla" karşılaştı... Ve Bahçeli de "Sertleşti."

***

Nokta atışı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Ak Parti Meclis Grubu'nda "Cemal Kaşıkçı olayı" konusundaki söylemini bütün dünya izledi.

Erdoğan "Kitabın ortasından" konuştu:

- Bu bir siyasi cinayettir.

Nokta.

***

Diz boyu pislik

Amerika onu dedi, Almanya şunu dedi, Suudi Arabistan bunu dedi... Geçiniz.

Görünen o ki... Suudi Arabistan yönetimi "Gırtlağına kadar" bu işe bulaşmış.

Suudilerin bu "Pisliği" temizlemesi zor.

Erdoğan'ın "Cinayete karışan 18 kişi İstanbul'da yargılansın" sözlerine gelince; Suudilerin bu "Teklifi... Talebi" karşılamaları da zor... Çok zor... İmkânsız.

Zira... "Alın, siz yargılayın" deseler, bütün "Pislikleri" ortaya dökülecek.

***

"Diğer ülkelerdeki..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlerken bir sözünün altını çizdik:

- Cemal Kaşıkçı cinayetinin diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da ortaya çıkarılması gerekiyor.

Erdoğan herhalde bu sözü "Durduk yerde" söylemedi.

Bir bildiği olduğu belli.

Cinayet... Tam bir "Organizasyon... Büyük organizasyon... Planlı programlı bir organizasyon."

***

Arabın yalellisi

Suudi Arabistan'ın yaptığı açıklamalar için söylenecek tek söz bu olsa gerek... "Arabın yalellisi."

"Yalelli" haftalarca sürecek... Aylarca... Arabın soruşturması, dedik ya, tam "Yalelli."

***

İki kırmızı çizgi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İki sözü", iki kırmızı çizgi:

1. Vahşi cinayet sınırlarımız içinde işlendi... Bu işin peşini bırakmayacağız.

2. Türkiye, insanlığın ortak vicdanının takipçisi.

Türkiye bu iki kırmızı çizgiyi gündemde tutacak tutmasına da... Türkiye'nin bu "Vicdanlı tavrından... Kararlılığından" öyle görünüyor ki, Suudi Arabistan hayli rahatsız olacak.

***

Amerika'dan mektup var

Dün "Yerel seçim kulislerine" girmiştik.

"İstanbul-CHP" konusunda... Muharrem İnce, Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi'nin yanı sıra, bir "Sürpriz isimden" söz etmiştik... İlhan Kesici.

"Amerika'da... NATO Parlamenter Asamblesi toplantısında" olan Kesici'den bir mesaj geldi:

 Sevgili Yavuz Bey... Amerika'dayım... Burada saat henüz sabah dört.

 Benim böyle bir düşüncem yok.

 Ben bu görevi (İstanbul Büyükşehir adaylığı) tam 24 sene önce yapmıştım (Anavatan Partisi adayı idi).

 Yerel yönetimlere ilgi duymadığımı sen en iyi bilenlerdensin.

 Sevgi ve saygılarımla.

Bizden de sevgiler saygılar... İyi Amerikalar.

İKİ LİDER KRİTİK KARARI NASIL ALDI? PERDE ARKASINDA NE YAŞANDI?

10 Ekim 2016 tarihinde Bahçeli’nin başkanlık sistemini önermesiyle başlayan “ittifak” sürecinde dün yeni bir noktaya gelindi. AK Parti ile ‘Cumhur İttifakı’nı gerçekleştirip Türkiye’yi erken seçime götüren MHP Lideri, dün siyasetin mecrasını değiştiren yeni bir hamle yaptı.

Yerel seçimlerde AK Parti ile seçim ittifakı yapılmayacağını açıkladı. Bahçeli’nin açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı ve “Herkes kendi yoluna” dedi. İttifaklı günlerin ardından iki lider ilk kez karşı karşıya geldi.

Yaşanan bu krizin ardından gözler şimdi Cumhur İttifakı’na çevrildi. MHP Lideri Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıcağı sıcağına Cumhur İttifakı’nın devam edeceğini açıklama gereği duydular. Çünkü milletvekili sayısı Meclis’te iki partinin işbirliğini zorunlu kılıyor. Ama bu yaşananlardan sonra ittifak nasıl devam edecek?

Cumhur İttifakı yürütülmesi kadar yönetilmesi de gereken bir ittifak. Şimdiye kadar iki parti arasında yaşanan krizler arka kapı diplomasisi ile çözülüyordu. İki parti kaynaklarından edindiğim izlenime göre bir süredir arka kapı diplomasisi kesilmiş. İki liderin görüşmesi ve heyetlerin ittifak için bir araya gelmesini kast etmiyorum.

İşin görünen yüzünde MHP’nin af teklifi ve ‘Andımız’ yer alıyor. Ama bir süredir iki cephede de bir hoşnutsuzluk ve mutsuzluk hissediliyordu. Belli bir enerji birikmiş. Ancak iki partinin kulislerine baktığımda çok uzun süre devam eden bir sürtüşme söz konusu değil. Hatta geçen haftaki AK Parti MYK toplantısında MHP ile yapılan ittifak görüşmeleri hakkında bir sunum yapılıyor. Yerel seçim ittifakı için bir formül bulunamadığı belirtiliyor. Yerel seçim yasasından kaynaklı zorluklardan söz ediliyor. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bir daha görüşün. Arkadaşlarla irtibatı sürdürün. Bir formül bulmaya çalışın. Gerekirse biz liderler olarak yeniden görüşürüz” diyor. “Aman Cumhur İttifakı’na zarar gelmesine izin vermeyin” diye uyarıyor. Erdoğan bu değerlendirmeyi Bahçeli ile görüşmesinden sonra yapıyor. Geçen haftaki Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde bir anlaşmaya varılması bekleniyordu. Olmadı. Ama ipler kopmamıştı. Af teklifinin Meclis’e sunulmasıyla iki parti ilişkilerindeki bir soğumadan söz ediliyor. Bu noktaya gelinmesi ise son dört günde yaşananların sonucu.

Bahçeli’nin AK Parti’nin değerli isimlerinden biri olan Bekir Bozdağ’ı tehdit eden tweet’leri partide büyük bir rahatsızlık meydana getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP tarafından bir izahın geleceğini düşünerek krizi tırmandırmıyor. Ancak Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın af konusundaki sözleri üzerine attığı tweet’ler AK Parti’de infiale yol açıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canı sıkılıyor. İplerin kopma süreci başlıyor. Erdoğan’ın yakın çevresinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukukunun korunması lazım. Liderinin hukukunu koruyamayan bir parti konumuna düşmeyelim” değerlendirmeleri yapılıyor. Bahçeli’nin eleştiri ve tehditlerine karşı suskun kalınmaması ve cevap verilmesi kararı alınıyor. Erdoğan’ın talimatı üzerine parti sözcüsü Ömer Çelik kameraların karşısına geçiyor. O sırada AK Parti kulislerine Bahçeli’nin MHP grubunda önemli açıklamalar yapacağı yönündeki kulis bilgileri ulaşıyor. Daha önceki kriz anlarında arka kapı diplomasisini harekete geçiren iki parti bu kez medya üzerinden konuşmayı tercih ediyor. Ömer Çelik’in “Cumhurbaşkanı Erdoğan kırmızı çizgimizdir” açıklamasına MHP’den “Bahçeli de bizim kırmızı çizgimiz” yanıtı geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grubuna Bahçeli’nin konuşmasını canı sıkkın bir şekilde izledikten sonra giriyor. Her kelimesini tek tek not ettirdiği ve siyasi sonuçlarını göze aldığı konuşmasını yapıyor. Cumhur ittifakının devam edeceği açıklansa da bir kez testi çatlamış oldu. Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı sürdürmeye kararlı ama ittifaksızlığı da göze almış durumda.