Türk musikisi içinde oldukça önemli bir yere sahip olan türküler, ülkemizdeki her coğrafya için farklı kültürleri yansıtıyor. Manisa yöresi türküleri ise Ege Bölgesi’nin kültürel mirasını en iyi yansıtan eserler arasında yer alıyor. Manisa’ya ait türküler ve hikayelerini sizler için derledik!

Manisa’nın Türküleri

Manisa’ya ait türküler ve hikayeleri genellikle yöresel yaşamı, doğayı ve aşkı konu ediniyor. Böylelikle Manisa türküleri dinleyicisine geçmişin büyüsünü yaşatarak, şehrin ve bölgenin atmosferine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Durum böyle olunca Manisa’nın hangi türküsü meşhur sorusu akıllara geliyor.

Manisa’nın en ünlü türküleri aşağıdaki gibidir:

  • Manisa’nın Üzümü
  • Bugün Ayın On Dördü
  • Kırmızı Buğday
  • Ateş Attım Samana
  • Söğüdün Yaprağı
  • Çaya İner Ağlarım

Manisaya Ait Turkuler Ve Hikayeleri 3

Manisa’ya Ait Türküler ve Hikayeleri

Manisa’nın meşhur türkülerinden söz ettikten sonra, bu türkülerin sözleri ve hikayelerine değinmemek olmaz. İşte Manisa’ya ait türküler ve hikayeleri…

Manisa’nın Üzümü

Manisa’ya ait hikayesi olan türküler arasında en ünlü eser Manisa’nın Üzümü’dür. Halk müziği severler ise, türkünün hikayesini oldukça merak etmektedir. Manisa’nın Üzümü türküsü hikayesi ile aşağıdaki gibidir:

Saba Melikesi olarak anılan Belkıs’ın en sevdiği şey bağ, bahçe ve kır gezmektir. Yine bu gezilerden birine çıkar ve koruluktan geçer. Boynundaki inci gerdanlık ise bir dala takılır ve her yere dağılır. Rivayete göre ise güzeller güzeli Belkıs'ın incileri, Manisa'nın ünlü bağlarında yetişen salkım üzüme dönüşmüştür.

Manisa’nın Üzümü türküsünün sözleri ise aşağıda yer almaktadır:

Manisa'nın üzümü Manisa'nın üzümü
Hakk'a saldım özümü (Nazik Nazik genç ömrüne yazık)
Yavruları atarken yavruları atarken
Yumuverdim gözümü (Nazik Nazik her yanlarım ezik)

Manisa'nın harmanı Manisa'nın harmanı
İpektendir yorganı (Nazik Nazik genç ömrüne yazık)
Yavruları sorarsan
Çocukları sorarsan
Balıkların kurbanı (Nazik Nazik her yanlarım ezik)

Elma attım denize elma attım denize
Giriyor yüze yüze (Nazik Nazik genç ömrüne yazık)
Sür gemici gemiyi sür gemici gemiyi
Düşman yetişti bize (Nazik Nazik her yanlarım ezik)

Manisa'nın hamamı Manisa'nın hamamı
Yandan çıkar dumanı (Nazik Nazik genç ömrüne yazık)
Kimselerde şüphem yok kimselerde şüphem yok
Öldürseler imamı (Nazik Nazik her yanlarım ezik)

Bugün Ayın On Dördü

Manisa’ya ait türküler ve hikayelerinden bir diğeri ise Bugün Ayın On Dördü adlı halk müziğidir. Oldukça sevilen bir türkü olan Bugün Ayın On Dördü hikayesiyle sıkça araştırılmaktadır.

Türkü sözlerinde geçen ayın on dürdü, dolunayın başka bir ismidir. Sevgilinin geldiği gün ise bu kapsamda ayın on dördüne benzetilir. Manisa yiğitleri her zaman dolunayın altına sevdiklerini bekler. Gelmez olduklarında ise, aşağıda sözleriyle yer alan türküyü mırıldanır:

Bugün ayın on dördü
Kız saçını kim ördü
Ördüyse yarim ördü
İsbat getir kim ördü

Maymana matlı kızlar tatlı
Fır leyli fırfır leyli
Peştemalı püsküllü
O püskülü ben taktım
Konu komşudan gizli vay

Ay doğar aşmak ister
Al yanak yaşmak ister
Şu benim garip gönlüm
Yare kavuşmak ister

Maymana matlı kızlar tatlı
Fır leyli fırfır leyli
Peştemalı püsküllü
O püskülü ben taktım
Konu komşudan gizli vay

Çarşıda banadura
Sarardım dura dura
Cahil ömrüm çürüdü
Bağrıma vura vura

Maymana matlı kızlar tatlı
Fır leyli fırfır leyli
Peştemalı püsküllü
O püskülü ben taktım
Konu komşudan gizli vay

Manisaya Ait Turkuler Ve Hikayeleri 4

Kırmızı Buğday

Hikayesiyle oldukça merak edilen bir diğer Manisa türküsü ise Kırmızı Buğday adlı eserdir. Türkünün diyar diyar gezmiş hikayesi ise aşağıdaki gibidir:

Ali Osman Efe’nin öyle bir ünü vardır ki, tüm Yunan halkı ondan korkmaktadır. Çünkü çok cesurdur ve beklenmedik zamanlarda baskınlar yapmaktadır.

Böylece önüne çıkan Yunan birliklerini dağıtmış, subayları yok etmiştir. Bu kadar ünün ardından Ali Osman Efe, Soma’da bulunan kuva-yı milliye karargahına katılmıştır. Ardından ise 200 kişilik bir ekip toplayarak Balıkesir’e geçmiş ve burada Yüzbaşı Kemal’in emrine girmiştir.

Kuva-yi milliye bünyesinde verdiği hizmetler, düzenli ordu kurulduğunda da devam etmiştir. Kurtuluş Sayası zaferinin ardından ise Atatürk tarafından gazilik madalyası almıştır. Ali Osman Efe 1951 yılında Bergama’da vefat etmiştir.

Yukarıda hikayesi anlatılan Ali Osman Efe adına, Göçbeyli bölgesinde bir türkü yakılmış ve aşağıdaki dizeler ortaya çıkmıştır:

Kırmızı buğday ayrılmıyor sezinden
Mevlam Mevlam versin güzelleri gencinden
Kim ayrılmış ben ayrılam eşimden
Yörü yörü dilber salma saçın sürünsün
Açıver açıver cepkenini elmas gerdan görünsün
Yol üstüne kurakoymuş ilyeni
Ben istemem mavi şalvar giyeni
Ben isterim setre pantol giyeni
Yörü yörü dilber salma saçın sürünsün
Açıver açı ver cepkenini elmas gerdan görünsün.

Manisaya Ait Turkuler Ve Hikayeleri 5

Ateş Attım Samana

Manisa’ya ait türküler ve hikayeleri arasında en çok bilinenlerden biri de Ateş Attım Samana, namı değer Gımıldanıver türküsüdür. Türkü, Muhtar Kerim’in başından geçen talihsiz bir olayı konu almaktadır. 

Muhtar Kerim bir gece Kısmet Dayı’nın bahçesinde değerli bir taşı aramak için kazı yapmaya başlar. Kazdığı çukura ise kendi düşer. Seslere uyanan köylü, onu kurtarmaya çalışsa da kendini gülmekten alı koyamaz.

Apar topar eve getirilen Muhtar Kerim, uykuya dalar ve rüyasında büyük kentlerde olduğu gibi kendisine slogan atıldığını görür. Horoz sesleriyle bir hışım uyanır. Ancak gelen sesler sadece horoz sesi değil, kapıda birikmiş köylünün de gürültüsüdür.

Köylü muhtarından bir açıklama beklemektedir. Ne açıklama yapacağını bilemeyen Muhtar Kerim, bir süre ortalıkta görünmemeye ve olayın unutulmasına karar verir. Ardından bir radyo açar. Radyoda ise aşağıdaki sözler mırıldanmaktadır:

Ateş attım samana
Bak dumana dumana
Senin zalım ananı
Ben getirdim imana

Gımıldan gımıldan gımıldanıver
Ah şöyle nazlım gımıldanıver

Gayfe de koydum cezveye
Yarim gitmiş gezmeye
Ta küçükten alıştım
A gız seni görmeye

Gımıldan gımıldan gımıldanıver
Ah şöyle nazlım gımıldanıver

Gayfe de koydum fincana
Selam söylen amcama
Amcam kızını vermezse
Turşu da kursun fincana

Gımıldan gımıldan gımıldanıver
Ah şöyle nazlım gımıldanıver

Dikkatli izleyiciler yakaladı... Bahar dizisindeki çekim hatası yakalandı Dikkatli izleyiciler yakaladı... Bahar dizisindeki çekim hatası yakalandı

Söğüdün Yaprağı

Söğüdün Yaprağı, Manisa’ya ait türküler ve hikayeler kapsamında en çok araştırılan eserlerdendir. Çünkü türkünün hikayesi hakkında çok fazla rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetler arasından en yaygın olanı ise aşağıda yer almaktadır:

Allı Zeynep kendi köyünden biriyle nişanlanır fakat gönlü Ali’den yanadır. Bu sebeple nişan bozulur, ardından ise Allı Zeynep ve Ali evlenir. Uzun zaman sonra çocukları olur ve oğullarına Kamber ismini verirler.

Kamber doğduktan sonra Ali askere gider. Ancak Ali, Zeynep’in hasretine dayanamaz ve askerden kaçıp köye gelir. Asker kaçağı olan Ali, geceleri köye iner ve gündüzleri dağda saklanır. Bir süre sonra askeri şubeden köye kolcular gelir ve Zeynep’i aramaya başlar. Ancak Zeynep’te saklanmıştır.

Tüm köyü aramalarına rağmen Allı Zeynep’i bulamayan kolcular, köyü terk eder. Kolcular gittikten sonra Zeynep saklandığı otluktan çıkmaya çalışır. Ancak Zeynep’in saklandığı ot zehirlidir ve oradan mosmor olmuş şekilde çıkar. En sonunda ise zehirlenerek ölür.

Zeynep’in ölümünün ardından, ona deli gibi aşık olan ilk nişanlısı bir ağıt yakar. O ağıt ise, aşağıda yer alan dizelerle bir türküye dönüşür:

Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
Zeynep'i bu hafta ettiler gelin
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Üç köyün içinde şanlı Zeynebim
Zeynep bu güzellik var mı soyunda?
Elvan elvan güller biter (kokar) koynunda
Arefe gününde bayram ayında
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Üç köyün içinde şanlı Zeynebim

Manisaya Ait Turkuler Ve Hikayeleri 2

Çaya İner Ağlarım

Manisa’ya ait türküler ve hikayeleri kapsamında, türkünün yazılma nedenine ulaşılabilen son eser Çaya İner Ağlarım adlı türküdür. Müslüm Gürses’in seslendirmesiyle popülerlik kazanan türkünün öyküsü bir aşk üzerinden şekillenmektedir.

Köyün delikanlısının aşkından yataklara düştüğü kız başkasıyla evlenmiştir. Bu evliliğin gözleri önünde yaşanmasına dayanamayan oğlan, başını alıp uzaklara gitmiştir. Bulunduğu yerde serin serin akan bir çay yer almaktadır.

Bütün gün çayın kenarında oturup doğaya dert yanan delikanlı, sevdiğine aşağıdaki sözlerle bir ağıt yakmıştır: 

Çaya iner ağlarım
Gülü deste bağlarım gülü deste bağlarım
Birisi benim için birisi benim için
Biri yare yollarım biri yare yollarım

Oy annem niye niye oy annem niye niye
Öldüm yar diye diye kaldım gurbet ellerde

Çaya indim susuzum
Kaç gündür uykusuzum kaç gündür uykusuzum
Varsam yarin yanına varsam yarin yanına
Dilim durmaz huysuzum dilim durmaz huysuzum

Oy annem niye niye oy annem niye niye
Öldüm yar diye diye kaldım gurbet ellerde

Muhabir: Özkan Çelik