Çin’de görülen Covid-19 hastalığı dünyayı sardı. Vakalar 1 milyonu aştı. Hayatını kaybedenlerin sayısı dünyada 40 bini geçerken ülkemizde alınan tedbirlerle koronavirüsü atlatmaya çalışıyoruz.

18 Mart’ta gazetem Olay’da koronavirüs etkisini göstermeye başladığında Nisan ayına kadar yazılarıma ara veriyorum deyip kendimi eve kapatmıştım. En son işadamı Aydın Benlişen ile görüştükten sonra benim yaşımda olanlara ev hapsi mecburiyeti getirildi.

22 Mart gününden beri eşim Nermin Hanım ile evde karantina hayatı yaşıyoruz. Başta oğullarım Gökhan ile Gökmen ve kızım Sinem anneleri vasıtası ile bana sık sık mesaj göndererek, “Babam evden çıkmasın” telkininde bulunuyorlar.

12 Eylül ihtilali gününde Manisa sokaklarında Yüksel Gördes’in fotoğrafçı dükkanında günlerini geçiren bendeniz için bu ev hapsi pek kolay geçmiyor.

Her gün evimin yanındaki camiden Manisa Valiliği’nin cami hoparlörlerinden mecbur kalmadıkça sokağa çıkılmaması için halka yaptıkalrı anonsları, pencereden dinliyorum. Televizyonda her akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’deki günlük koronavirüs tablosunun son durumunu dinliyorum.

Başta Sağlık Bakanımız olmak üzere doktorlarımız, sağlık personelimiz ve güvenlik güçlerimiz canla başla çalışıyorlar. Koronavirüse karşı büyük mücadele veriyorlar. Benim gibi orta yaşta (70) olan sağlıklı dedelerin de yaşama şanslarını arttırmaya çalışıyorlar.

24 Mart Salı günü Olay’ın manşeti bana bir hayli dokundu. “Polis dede avında” başlığı, Yazı İşleri Müdürü Esra Kale’nin eseri. Bu sırada beni aramaz mı “Başkanım Basın İlan Kurumu yeni düzenleme getirdi. Kura ile gazetemiz Cuma ve Cumartesi çıkacak, yazılarını ona göre ayarla” diye.

Sözünün bitmesini bekledim ve “Bak Esra! ‘Polis dede avında’ diye attığın başlığın hesabını soracağım. Sen kendini genç kız mı sanıyorsun?” deyince Esra Kale bastı kahkahayı ve bana “Sor Başkanım sor” dedi. Esra Kale’ye “Nisan ayında yazıma başlayacağım” dedim.

Bu yazımı 1 Nisan’da yazmaya başladım. Evde kapalı geçirdiğim ilk gün Pazar’dı.

Nermin Hanım televizyondaki koronavirüs ile ilgili tedbirleri dikkatle dinlediği için hemen evde bir temizlik seferberliği ile karşılaştım. İş insanı dostum Aydın Benlişen aradı. Bir ihtiyacımın olup olmadığını sordu. Gazetelerimi getirdiğini söyledi. Çok ama çok memnun oldum. Aydın Benlişen hala her gün beni arıyor. Büyükşehir Belediye Başkanının danışmanı Cihat Taysi de öyle. Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcılarından Ahmet Songüler ve Bilal Demir de ihtiyaçlarımı bildirmemi istediler. Hepsine teşekkür ediyorum.

Oğlum Gökmen annesi ile konuşarak ihtiyaçlarımızı gideriyor. Kızım Sinem, oğlum Gökhan gelinlerim Pınar ve Gözde de sağ olsunlar. Ertan Korkmaz da aradı “Emrindeyim. Hiç çekinme ne istiyorsan hallederim” dedi. Ali Filizkan aradı. Mehmet Hakkı Özbayır, kasap Taner, Lokantacılar Odası Başkanı Mehmet Bey aradı.

Aydın Besen aradı, “Sağdıcım evde kalmak bize yakışıyor mu?” dedi.  Ben de “Ne yapalım Aydın, bizim içi devletimizin aldığı tedbirlere uyacağız. Ben baştan hastalığın ciddiyetini kavrayamamıştım. Bugün öyle değilim” dedim.

Sayın Bakanım Sümer Oral aradı. Manisa’yı sordu. Eşi Türkan Hanımın hastalık sonrası Manisalı bir işadamının evlere kasa kasa sebze meyve gönderdiğini televizyondan öğrendiğini Manisalı işadamının kim olduğunu öğrenmek istediğini söyledi.

Ben Sayın Sümer Oral’a böyle bir bilgiden haberim olmadığını ama bir tahmin yapabileceğimi söyledim ve dedim ki “Bu halka yapılan yardımı memleketin Alaşehirli bir işadamının yaptığını düşünüyorum” dedim. Ve sonra oğlum Gökhan “Doğru düşünmüşsün baba, Alaşehirli Ali Uçak” dedi. Böyle günlerde sessiz sedasız yapılan yardımlar önemlidir. Senden Allah razı olsun Alaşehir eski Belediye Başkanı Ali Uçak’a diyorum.

Zafer Ünal başkanım aradı. Başkan Cengiz Ergün, oğlum Gökmen ile selam gönderdi. Metin Gökalp dostum kendisini Muğla’nın bir köyüne atmış. Ahmet ve İbrahim Erken Karşıyaka’da kendilerini eve kapatmışlar. Hasan Çoksöyler yasaktan sonra bir yolunu bulup izin alarak Kuşadası Davutlar Güzelçamlı’daki yazlığına gitmiş. Bana da tavsiyesi Çeşme Ildır. Zaman ne gösterecek bilmiyorum. Şimdilik Kitapsaray’ın karşısındaki evimde, Nermin Hanım ile bu sıkıntılı günleri beraber geçiriyoruz. Sabah kahvaltısından tutun limonlu suya, yiyecek içeceklerime özen göstermem için değerli eşim Nermin Hanım büyük çaba sarf ediyor; benim gibi geçimsiz eşi için...

Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı ile telefonda konuştum. Belediye olarak ne yapıyorsunuz diye. Başkan Yardımcısı Songüler “Bol bol her yeri ilaçlıyoruz. Evde oturan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gideriyoruz” dedi. Bana da Tariş Kolonyası, üzüm ve mesir macunu göndermiş. Kendisine teşekkür ederken “Ahmet kolonya çok hora geçti” dedim.

Evde vakit geçirmenin ne demek olduğunu gelin de bana sorun. Her gün Gökoğlu gazete bayisinden gelen 5 gazeteyi okuyorum. TRT 1’de yayınlanan “Kralın Kızı” dizisini 11.30’dan 13.00’a kadar izliyorum. ATV’de Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisini her hafta Salı günü saat 20.00’den 24.00’e kadar takip ediyorum. Nermin Hanım doktorların tavsiyesini can kulağı le izlediği için terasımızı bir güzel yıkadı. Temiz hava ve spor yapmam için. Ben de 1 Nisan günü evde nasıl bir yaşam sürdüğümü ve günlük yazımı nasıl yazdığımı sunmak için yeğenim Burak Seyrek’i eve çağırdım. Günlük yaşantımı fotoğraflaması için. Terasta Spil’i gözlemlerken spor yapmaya başladım. 91 kilo olmuşum canım sıkkın. Yeğenim her anı fotoğrafladı. Bu arada eski günlerin yadigarı olan evdeki fotoğraf arşivimi Nermin Hanım ile tekrar elden geçirdik. Neler bulduk neler. Canınızın kıymetini bilin. Bu hastalık sona erince yeni bir dünya ve yeni bir yaşamla karşılaşacağız diyorum. Eşim Nermin Hanımla nişanlandığımız günün anısında babam Cevdet Aytaç, Aydın Besen’in babası rahmetli Kemal Besen ve Erdener Yen ile birlikteyiz. Nermin Hanımla 50 yıl önceki fotoğraflarımıza baktık. O günkü halimizle bugünkü arasındaki dağlar kadar farkı görünce güldük. Kemal Besen Işık Gazetesi’nin sahibi Erdener Yen ‘de ünlü meslektaş büyüğüm. Kemal Besen’le genç yaşta beraber olduk. Baba oğul gibi. 1970 yılları ne kadar güzel ve heyecan dolu gazetecilik yaptığımız yıllar şerit gibi gözlerimin önünden geçti. Evde hayat var mı bir de bana sorun, anlatabildim mi? Hayat devam ediyor.