Geçen haftaki ay beyaz deniz mavi turizminin saplantısından bahsetmiş alternatif turizm aramıyoruz veya oraya yatırım yapmak planlama, bütçe, organizasyon, rehber… Daha birçok bahaneleri sıralayıp kolaycılığa kaçıyoruz demiştik.

Avrupa:  Bir kaç ülke gezecek bir turizm firması buldunuz. Herhangi bir ülkeden başladınız. Uçaktan indiniz otobüse bindiniz. O şehrin merkezine bir meydana geldiniz. Rehber ilk olarak çantalarınıza sahip çıkın komutundan ihtarından sonra bayrağımı takip edin gruptan ayrılmayın der. Meydanda mutlaka bir heykel vardır, Kahraman! Dedelerinin şövalye görünümlü bir yapıtıdır.

Biraz yürüyünce zaten uzaktan çan kulesini görmüşsünüzdür kiliseye götürür. Bir saat oradasınız oturacak banklarda vardır serin ve loştur da sesiniz çıkmaz oyalanırsınız. Sonra serbest zaman der sizi saldım çayıra Mevla’m kayıra edasıyla bırakır.

Ertesi günü müzeler günüdür. O müzeden o müzeye gez gez bitmez. Şehir Allah için temiz, evleriyle açık hava müzesi gibidir. Cafe bistroları ile caziptir. Bu cafede Mozart, bunda Van Gogh, onda falanca, ötekinde filanca oturmuş der sizi de onların yerlerine oturturlar.  Doğru yanlış Allah bilir.

Ertesi gün bir başka şehir veya ülke orada da aynı tekrarlar. Meydan kilise, müze sarmalından kurtulamazsınız bazen renk katmak için zaten her birinin içinden sarı renkli söz de temiz olduğu iddia edilen nehir gezintisine çıkarırlar.

Onlarda alternatif turizm arayışındalar. Yetti gari diyorlar.

Yazın, yabancı turiste ay beyaz deniz mavi, güneş deniz kum her şey dahil derken kışın yabancılara gösterecek bir şeyimiz olmadığından tur firmaları iç turizme yönelir. Slogan “Önce ülkemizi tanıyalım. Dünya paralara yabancı ülkeleri geziyoruz ama ülkemizi tanımıyoruz. Jeoparkı, Kula’nın tarihi evlerini daha önce görmüş müydünüz? Peki Salihli Bintepeleri kral mezarlarını, paranın ilk basıldığı yeri Sart Antik kentini görmüş müydünüz? Yaaa işte Kula-Salihli jeoparkı burası.”

Böyle alternatif turizm rotaları, görülecek gezilecek noktaları, zaten var olan kültür varlıklarımızı, yöresel lezzetlerimizi, örf ve adetlerimizi... ortaya çıkarmak tanıtımını yapmak alternatif turizm yolunda çok kısa zamanda çok uzun mesafeler katetmek içten bile değil.

Bunları; düğün dernek, sünnet, kurtuluş günleri, festivaller... İle süslemek de zor değil. Zaten yapıyoruz.

Bir Kula-Salihli Jeoparkı demek en az üç gün demektir.

Konaklama, temiz ortam, iyi hizmet, hijyen yeme içme mekanları, güler yüzlü yerel halk, sosyal alanlar, kültürel mekanlar, sanatsal faaliyetler, hediyelik eşya mekanları, turiste alışık halk. Kula-Salihli jeoparkı’nda bunlara çalışılmakta, paydaşlar yapılmakta, denetimimizde olan yeme içme mekanlarına sertifika verilmekte, kırsal kalkınma adı altında sınırlar içerisindeki köylere tanıtım, anlatım, hizmet ile ilgili bilgilendirmeler yapılmakta, kadın üretim kooperatifleri kurularak hediyelik eşya da yenilikler yapılmakta sayıları arttırılmaktadır.

Bizim bölgemize veya ilgilendiğim konu hakkında bunlar yapılmakta. Bu çalışmalar ülkemiz genelinde alternatif turizm kaynakları, alanlarının mutlaka değerlendirilmesi ülkemiz turizminin geleceği için çalışılması ve geleceğe hazırlanması gerekir.

Binlerce yıllık Anadolu tarihi, kültürü, antik kentleri, ayrıca restorasyon çalışmaları ile yeni mekanlar ortaya çıkarılıp turizme kazandırılmalı. Bunları yapmak zor değil yeter ki istensin.