Suya hasret kaldı yaz.

Toprağa

Amelenin, terinden gayri

Bir damla su düşmedi

Susuzluktan çatlayan dudaklar gibi

Çatladı topraklar.

Yağmursuz geçti mevsimlerden yaz.

Görünmedi gökyüzünde su yüklü kara bulutlar.

Kavruldu pişti toprak.

Bitkiler, ağaçlar, otlar kurudu.

Kurudu yağmur beklentileri,

Sonbaharın kurumuş yaprakları gibi.

Göller, dereler kurudu.

Susuzluktan gözü patladı kurbağanın

Meydan,

Ağustos böceklerin “ Cehennem sıcaklığı”

Resitaline kaldı

Cır cır böceği öttükçe

Kahrından çatır çatır çatladı toprak.

Suya, sabuna dokunmadan yaşadığından

Farkına bile varmadı insan susuz günlerin.

Suyun hayat olduğunu çoktan unutmuştu!

Hey insanoğlu!

İçine ettiğin Dünya adına

Yağmur duasına durma!

Açma avuçlarını gökyüzüne...

“Yağdır Mevlam su!” deme.

Koş!

Kavra çapayı.

Kap kazmayı, küreği ağaç dik.

Duaya değil ağaca, ormana yeşile

Gelir su!

Diktiğin fidanın, Can suyunu düşünme!

Bulut; bulut, bulut getirip verecek sana.

Canına can

Toprağına su kat…

Kuraklaştırma ruhunu!

******************

Susuzluğa, feryat ede ede deldi

Dağları Ferhat.

Şirin kasabanın insanları bayram etti,

Açtığı su tünellerine.

Salt onlar mı?

Kuşlar

Böcekler

Durmadan dans ettiler.

Çiçekler, renkleriyle renk kattılar coşkuya.

Nerede delik deşik bir dağ görsem

Ferhat düşer usuma.

Suya aşk hikayesi bu kadar hoş

Bu kadar mı şirin gelir kulağa?

Delin dağları, çölleri

Dikin fidanları, yeni aşk hikayelerine ihtiyaç var!

*********

Karadeniz ile Marmara suları

Boğazlardan ters yönde akar.

Epeydir de

Nehirler, dereler yukarı akıyor.

Ters gidiyor

İnsan tabiat ilişkisi!

Yok ettikçe yeşili

Grileşiyor dünya.

Yarının savaşları bir yudum su adına!

Bir bardak suda kopacak fırtınalar

Ölüyorum desen

Bir yudum su yok.

Ters gitme doğa ile

Ona saygılı ol.

Barış içinde yaşa…

Çoraklaştırma yaşamı!