Yaz sezonu koronavirüs tedbirleri ile başladı…

Henüz arzu edilen turizm hareketliliği yaşanmıyor ama Bodrum ve Çeşme’de lüks plajların restoranlarının fiyatları günlerdir medyaya en çok konuşulanlar arasına girdi.

Bu plajlarda yenen döner, pide, ayran fiyatları gündeme oturunca “Çeşme ve Bodrum’a gitmek farz oldu” diyerek yollara koyuldum.

Çeşme’ye kardeşim Erdal ile gittim. Ne olup bittiğini yazacağım sırada Manisa basın camiasının Türkiye ve yurtdışına açılan ismi Evren Kasırga ve işadamı Fikret Taşçı “Başkan Bodrum’a gideceğiz. Yalıkavak’ta Nusret’in yerine uğrayıp yemek yiyeceğiz” dedi.

Bodrum’a her yıl bir kez gidiyorum… Sayın Sümer Oral abimi ziyaret etmek için… O da bizi hep Akyarlar’daki Fener Restoran’a götürür. Balık menüsünden oluşan yemeğimizi yer döneriz. Geçen yıl Fikret Taşçı ile Bodrum’a gitmiştik. Bu yıl da Fikret Taşçı’nın nezaretinde et konusunda fenomen olan Nusret’in Bodrum Yalıkavak Marina’daki restoranına yakın dostu fotoğraf çekim uzmanı Evren Kasırga ile gitmek üzere yola koyulduk.

Evren Kasırga’nın, Nusret’in has adamı olduğu yolunda anlatılanlar dilden dile dolaşıyor. Ben de gözlerimle görmek istedim bu iddianın doğruluğunu. Sırf bu yüzden yol boyunca Bodrum’a bir an önce varmak için sabırsızlandığımı söylemem gerek. Daha doğrusu Evren Kasırga’nın bana verdiği sözü yıllar sonra yerine getiriyor olmasından dolayı da heyecanlıydım.

Fikret Taşçı kardeşim, Evren ve beni Bodrum’a gün batımından önce saat 19 sıralarında ulaştırdı. Yalıkavak’a vardık. Arabamızı otoparka bırakarak Bodrum’u gezmeye Marina’dan başladık. Bodrum’da Koronavirüs tedbirlerinin dikkatli uygulandığını söyleyebilirim.

Bodrum programım için oğlum Gökhan’ın tavsiyesine uygun bir kıyafet seçmiştim. Oğlum Gökhan ve Aydın Besen ile birlikte Şapkacı Fethi’den aldığım şapkamla Bodrum Yalıkavak Marina’da yürüyorum. Evren Kasırga anlatıyor… Biz Fikret Taşçı ile dinliyoruz...

Gün Cumartesi olmasına rağmen pek keyifli değil. Mağazaların bir kısmı açık, bir kısmı kapalı. Marina’da yatlar sıra sıra dizilmiş. Hava güzel, hafif esiyor. Evren Kasırga’ya, Fikret Taşçı ile poz vererek fotoğraflarımızı çektiriyoruz. Benim aklım fikrim Nusret’in et lokantasında.

Evren’e “Marinayı gezdirmeyi bırak. Gideceğimiz yere götür. Senin havanı bir görelim” dedim. Evren Kasırga “Başkan merak etme geldik” dedi.

Girişte Nusret’in, eti tuzlama şeklini anlatan bir fotoğrafı ile karşılaşıyoruz. Evren Kasırga önde, biz arkada mekana giriyoruz. O an bir hareketlenme olduğunu fark ettim. Evren Kasırga’yı gören “Hoşgeldiniz” diyor bize. Çalışanların gösterdiği nezaket paha biçilemez.

Bizi aldılar ve restoranın denize bakan en güzel yerinde, batan güneşin kızıllığını görsel bir şölen gibi masamıza huzur veren bir yere oturttular. Herkes sırada boşalan masaları beklerken Evren Kasırga sayesinde bizler mekanın en güzel masasına oturmuş olduk.

Çalışanlar neredeyse sıraya girmiş, “Hoşgeldiniz, Merhaba” demek için masamıza geliyor.

Diğer masalarda oturan İstanbul sosyetesinin hanımları beyleri bizlere bakıyor, ”Kim gelmiş?” diye.

Evren Kasırga’ya “Tamam anlaşıldı. Nusret’le dostluğunun derecesi yüksek” dedim. Bakın abartmıyorum! Evren Kasırga, ben ve Fikret Taşçı’ya Bodrum Yalıkavak’ta Nusret’in yerinde gösterilen ilgi çok ama çok büyüktü.

Ben etrafı süzüyorum... Türkiye’nin en lüks ve pahalı et lokantasındaki masalara bakıyorum. Grup halinde gelenler var. Karşı masada 15 kişilik bir grup var. Ailece gelmişler dostları ile birlikte. Evren’e “Bu masanın hali ne olur?” dedim. Evren Kasırga “Yiyecekleri et ve alkole bağlı. Kişi başı bin lirayı geçer” dedi.

Ben güneşin batışını seyrederken, masa çeşit çeşit et ürünleri ile donatılmaya başladı. Bir salata getirdiler, harika. Bol bol salataya kaşık salladım. Etler bir mükemmel, ağzınızda eriyor…

 Evren Kasırga’nın yüksek forsu et çeşitlerinde de belli oluyordu. Evren durmadan bana “Başkan ye! Bu daha başlangıç” diyor. Evren’e “Koronavirüs beni ne hale getirdi. Görmüyor musunuz?” dedim. Fikret’e “Şimdi masada Gökhan olsaydı bu etler bizlere nazlı nazlı bakmazdı. Silip süpürürdü” dedim ve oğlum Gökhan’ı aradım. Burak abisi ile mangal yapmışlar. Gökhan’a “Oğlum etler tam senlik” dedim. Gökhan da Evren’in ev sahipliğinde İstanbul Etiler’deki Nusret’e gittiklerini söyledi.

Evren Kasırga ara sıra çekim yapıyor... Biz de Fikret ile keyif sürüyoruz. Sonunda “Evren doyduk. Kalkalım her şey için teşekkürler. Nusret’in yerinde havanın bin beş yüz olduğunu gördük” dedim.

Evren bizi Nusret’in pastanesine de götürdü. Orada da çay, pasta, dondurma yedik. Evren Kasırga benden geçer not aldı. Bugüne kadar Evren Kasırga ile ilgili Nusret’in yerindeki tablosunun anlatılanların üzerinde olduğunu gördüm ve mutlu oldum.

Evren Kasırga, Manisa’dan, İstanbul ve Bodrum’daki Nusret’in yerinde yemek yiyenlere ara sıra rehberlik ediyormuş; hem yer bulma hem de hesap konusunda.

Manisa’da gazetecilik yapıp bu sosyal ilişkileri kurup bugün etçi Nusret’in güvenini kazanarak yurtdışındaki restoranların dahi açılış çekimlerini Evren Kasırga’nın yapması beni çok ama çok mutlu etti. Bodrum’da en pahalı restoranındaki izlenimlerim bunlar. Turizmin kör topal gittiği bu günlerde Bodrum’da durum ne, onu da yarın yazacağım.