Aş yok,
İş yok,
Dua, telkin, nasihat çok.
Yüz binin üstünde din adamı
Sabah,
Öğle,
Akşam,
Kader, deyip, sabır istiyor
Biliyorlar sabır ile koruğun
Helva olacağını.
Lakin
İnsanlar çöplüklerde ekmek.
Akşam pazarlarında çürük sebze
Eşeleniyor!
Gariban ekonomik yoksunluk içerisinde
Her türlü yoksulluğu yaşarken
Maşallah!
Bazıları yolsuzlukta sınır tanımıyor.
Yoksullukta Yeni Delhi Hint fakiri
Yolsuzluklarda her yol Ankara!
Din adamların dediğinin aksine;
Bir ülkede fakirlik sefalet alın yazısı
Olamaz.
Dünyaya her gelenin alnına
Fakir yazılmaz.
Fakirlik, makus kader değil
Siyasi basiretsizliktir.
“Bir olalım, diri olalım” elbette.
Lakin,
İlkin eşit olalım
Tok olalım, hoş olalım.
Sen tok.
Ben aç.
Sen zengin, ben fukara.
Senin bir elin yağda, bir elin balda
Ben avucumu yalamakta iken
Zengin ile fakir arasında uçurum
“Mariana çukuru “ kadar derin iken.
Müminden yoksullukta,
Sabır istemek ne yaman çelişkidir.
Sabır ediyorum.
Dişimi sıkıyorum da,
İmanda sabır,
Ağızda diş kalmadı!
**********
Özü doğruluktur insanın
Eğilip, bükülmez,
Mayasında vardır,
Dili yalan söylemez.
Mümin bilir ki.
Yalan söylerse dili ensesinden çıkar!
Cehennem kazanlarında kaynar ruhu!
“Biz sadece rükuda
Allah'ın huzurunda eğiliriz” deniyorsa.
Olması gereken budur.
Salt,
Yeşil dolarları secde,
Çil çil altınları tesbih yapmadığı sürece.
Yani
Tapınacak maddi putlar yaratmadıkça!
***
"Bu can
Bu bedende olduğu sürece
O teröristi alamazsın" diyeli bir iki yıl,
Zagnoç kilisede çan çalalı, 600 gün oldu
Günler aylar yıllar geçer.
Kükremeler geçer.
İçimiz geçer.
Biz bizden geçeriz
Birileri aklımızla dalga geçer.
Olaylar insanlar “ ses hızıyla geçer”
Meğer
Baki kalan bu kubbede
Kulaklarımızda kalan
Boş bir seda imiş!
Uzun bir süredir tevekkel
Edip tevekküle girdik.
Kötüyü yazgıdan.
İyiliği
Siyasetin kullarından belletildik!