İnsanın ortak kaderi doğum, ölüm ve o aradaki zaman, yaşam...

Doğmak, ölmek isteğe bağlı değil...

Ölmek, belki bazen.

Bize düşen yaşamak.

Koşullar ne olursa olsun yaşamak...

Ayakta kalmak...

Zarafet timsali, özel bir kadın Yıldız Kenter.

İyi ki geçtin hayatlarımızdan. Ruhun şad mekanın cennet olsun.

***

Rahmetli Yıldız Kenter’in dediği gibi ;

Bize düşen yaşamak

Koşullar ne olursa olsun yaşamak…

Ne güzel bir Kasım, Sonbahar. Hayatımın ilkbaharı gibi sanki…

Her günü,  her an’,ı hayatı,  İlkbahar yapmak elimizde.

Mutlu yada mutsuz yaşamak ta elimizde…

Daha dün dostlarla içtiğim çay, çocukluğumda edindiğim huylarım aynı. Büyüyemiyorum ben. Sevmiyorum büyümeyi.

Hayat bir şekilde değiştiriyor, yaşlandırıyor ama içimdeki o kız çocuğu hep aynı büyümüyor. Hiç büyümüyor O.

Hala radyo dinlerken bir sonraki şarkı bana gelsin diyor.

Hala kaldırım çizgilerine basmadan yürüyor. Nerde görse sek sek oynuyor.

Hala kibrit çöpleriyle dilek tutuyor, hayalindeki evi çiziyor. Hala papatya fallarına bakıyor.

Kilolara aldırmadan bol  yoğurtlu makarna yiyor, nutella kaşıklıyor.

Biri annesine , babasına sarılsa hala burnunun direği sızlıyor, iki damla süzülüyor gözlerinden.

Filmde sevgililer ayrılsa hala ağlıyor.

Pamuk helva görünce alıyor mutlaka, hala sokakta gezerken yiyor helvasını.

Canı acısa da güvenmek istiyor artık birilerine…

İçimdeki o kız çocuğu büyümediği sürece;

ister Kış gelsin , ister Sonbahar, içim hep sıcak, hep İlkbahar.

İçinizdeki çocuğu büyütmeyin…

Koşullar ne olursa olsun yaşamaya bakın.

Hayat çok kısa …

Sevgiyle kalın…