Darbe girişimi sonrası gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel "Bizim görevimiz bürokraside yeni bir durum oluşturmak, bu göreve uygun olmayanları yok etmek, geri dönmelerini engellemekti. Gülen'in taleplerini emir kabul edilirdi" dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp Etkin Pişmanlık Yasası kapsamında itirafçı olan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel, yargı içindeki paralel yapılanmaya ilişkin önemli bilgiler verdi. Hakim Başel, örgütün yargıyı ve yargı üzerinden Türkiye bürokrasisini nasıl ele geçirmeye çalıştığını bir bir anlattı: "Bizim konumumuz bürokraside yeni bir durum yaratmak ve bunu engellemeye çalışan kişileri bertaraf etmektir. Bu harekete uygun olmayan kişilerin görevden alınması ve yargı yoluyla yeniden görevine dönmesi bu şekilde engelleniyordu. Ayrıca görevden alınan hizmet içindeki biriyse bunun lehine karar çıkarılmaya çalışılıyorduk."
FETÖ darbe soruşturmasında gözaltına alınarak tutuklanan Hakim Ebubekir Başel'in ifadeleri örgütün yargı içindeki karanlık yapılanmasını da gözler önüne serdi.
BENİ HAKİM YAPTILAR
Öğrencilik yıllarında kaldığı evlerde FETÖ'nün özellikle TSK içinde yapılanmak için öğrencileri askeri okullara gönderdiğini söyleyen Başer, örgüt ‘abi'lerinin kendisini ise hâkimliğe yönlendirdiğini anlattı. Yıllarca hizmet ettiği örgüt içinde yükselip Gülen'in güvenini kazanan Başel'in anlattıkları, Türkiye'nin 15 Temmuz'da yaşadığı korkunç darbe girişiminin arkasındaki zihniyeti de gün yüzüne çıkardı.
CUMA'YA GİTMEYİN
Hakim Başel, yargı camiasındaki FETÖ'cülerin sigara içen kişileri hiçbir zaman ‘abi' yapmadıklarını söyledi. Bunun Gülen'in talimatı olduğunu belirten Başel "2010 HSYK seçimlerinden önce bazı ‘abi'lerin gizlenmek için içki içebileceği söylendi. Bazı ‘abi'ler içki içmeye başladı. ‘Abi'lerden Remzi Kayıp, bana Cuma namazına gitmeyin, kendinizi gizleyin diyordu" ifadelerini kullandı.
MAAŞIMI GÖNDERİYORDUM
Hâkimlik stajını kazandıktan sonra ilk maaşını İdari Yargı Hakimi İbrahim Arslan'a verdiğini ifade eden Başel, "Arslan bana bu ilk maaşın ‘Fetullah Gülen'e verileceğini ve onun da istediği yerde harcayacağını' söyledi. İlk maaşım bin 175 liraydı. Staj boyunca aldığım maaşın yüzde 10'unu Arslan'a veriyordum" dedi.
GÜLEN'E İNANIYORDUM
Dil kursu için gönderildiği ABD'de bazı HSYK müfettiş ve savcılarıyla toplantı yaptıklarını belirten Başel, "Bu toplantılarda Gülen'den gelen notlar üzerine konuşuluyordu. Gülen'in Türkiye'nin siyaseti ile ilgili görüşlerine inanıyordum. Bu evlerde iman, hayat ve şeriat şeklinde ahir zaman yönelik dönemler oldu anlatılıyordu. İman dönemini Said Nursi'nin, hayat dönemini Fetullah Gülen'in, şeriat döneminin ise gelecek başka birisinin gerçekleştirileceği anlatılırdı. O dönem ben de buna inanıyordum. Bu nedenle Gülen'in söylediklerini aynen yerine getiriyordum. Örneğin ‘AK Parti'ye artık oy vermeyin' dediler, ve biz o seçimde oy vermedik. Sivas'taki ailemi de arayıp artık BBP'ye oy verin dedim" ifadelerini kullandı.
YARGI İMAMI İSTEĞİ TAŞIRDI
FETÖ'den gelen talepleri İbrahim Arslan'ın ilgili mahkemelerin başkan ve üyelerine götürdüğünü belirten Başel, "Bu bir talimat gibidir, emir kabul edilirdi. Yerine getirtemezlik olmazdı" dedi. Başel, "Örneğin bir bakanlıkta görevden alınan genel müdür dava açtığı takdirde, hizmetin diğer fertleri bu kişinin göreve dönmesini istemiyorsa, İbrahim Arslan bu isteği davanın bakıldığı başkan ve üyeye götürürdü" dedi.
PARALEL YARGI
Hakim Ebubekir Başel, taşra ve devre yapılanması olan yargı teşkilatının 17-25 Aralık sonrasında T1, T2,T3 ve T4 şeklinde yapılandırıldığını anlattı. Suat Rençber'in ‘abi'liğinde yapılan toplantılarda yargıda devşirilecek isimleri belirlediklerini dile getiren Başel, bu isimleri ve yapılacaklara ilişkin notları, FETÖ'nün 2010 yılından sonra HSYK İdari yargı imamı olarak görevlendirdiği İbrahim Arslan'a verdiklerini söyledi.
Editör: TE Bilişim