15 yıldır fitness ve spor camiasında sporcu ve antrenör olarak hizmet veren 29 yaşındaki Manisalı Emrullah Apaydın geçtiğimiz aylarda sadece kadınlara hizmet veren spor merkezini Manisa'ya kazandırdı. Kısa sürede kadınların gözde spor merkezi haline gelen Fitlife Spor Merkezi'nde Emrullah Apaydın ile bir röportaj gerçekleştirdik. Apaydın, kadın sağlığı, spor ve beslenme üzerine internet sitemiz Kulis Haber'e çok özel açıklamalarda bulundu.
Fitness ve yüzme antrenörlüğünün yanı sıra aynı zamanda Manisa Büyükşehir Belediyespor Kulübünde antrenörlük yapan Emrullah Apaydın kadınlara özel spor salonunda fitness, kardio, özel zumba grup egzersizi, plates grup egzersizi, iki tane halatla yapılan vücudun bütün kaslarını geliştiren son günlerde revaçta olan TRX hizmeti veriyor.
Erkekler ve kadınlar arasındaki vücut tepkimelerinin bir olmadığını belirten ve tepkimelerin branşlara göre değişebileceğini belirten Apaydın, "Kategori olarak ayırdığımız zaman kadın ve erkek arasında öncelik erkekler, kas kütlesi olarak erkeklerden daha fazla yüzdeye sahip. Tabi ne kadar kas o kadar daha fazla reaksiyon gösteriyor tabi bu da branşa göre de değişiyor.
Erkek testosteron açısından daha avantajlı olduğu için kadınlar değil erkekler kas kütlesi açısından avantajlı durumdadır. Onun haricinde tabi ki de kadınlar her konuda erkeklerden bir adım öndedir" ifadelerini kullandı.
HER KADIN HAFTADA 4 GÜN SPOR YAPMALI
Her kadının haftada 4 gün düzenli olarak spor yapmasının sağlıklı yaşam olduğu için gerekli olduğunu belirten Emrullah Apaydın konu ile ilgili, "Ortalama bir kadının spor geçmişi varsa, sedanter değilse lisanslı spor yapmışsa aşağı yukarı haftanın 4 günü bir buçuk saat spor yapabilir. Ama performans sporcusuysa dinlenme ve beslenmeyle birlikte bu 5'e de çıkabilir. Bugün bakıldığında bu tarz performans sporcuları genellikle kulüplerde çalışıyor ve nereden baksanız günde bir buçuk iki saat spor yapıyor. Ama bugün ev hanımı bir saat haftada dört gün düzenli olarak spor yapması kesinlikle idealdir. Dış yollarla alınan bakteriler ve virüsler vücutta hastalığa yol açar. Onlarda bağışıklık sistemi virüs ve bakterilerle baş edemeyecek kadar zayıfsa hastalığa dönüşür. Sadece kas yorgunluğu ileri seviyede olursa eğer kas kaybına sebep olur." dedi.
GENÇLİK SOSYAL MEDYA İÇİN SPOR YAPIYOR
Genç nüfusun sağlıklı yaşamdan çok arkadaş çevresine gösteriş için spor yaptığını söyleyen Apaydın, bunun nedenlerini sosyal medyadaki fotoğraf ve video çekimlerine bağladı. Apaydın şöyle konuştu: "Şu an en çok spor branşları arasında fitness ve plates gençlerin tercihlerinden bir tanesi. Bunun nedenini de ben şuna bağlıyorum sağlık için geldiklerini değil de checkin yapmak ve fotoğraf çekmek, video paylaşma kendi arkadaşlarına ya da ben spor yapıyorum gibi mesaj vermek. Ama yüzde 40'lık bir bölümde gerçekten sağlık için spor yapıyor. Şöyle bir durum var Türkiye'de maalesef eğer kiloluysan spor salonuna gitmelisin ama zayıfsan spora ihtiyacın var mı diye bir kalıp var. Ben buna 15 yıldır sürekli şahit oluyorum. Kesinlikle sporun yaşlısı, genci, şişmanı, zayıfı yok spor sağlık için yapılmalı bir nevi vücuda ve geleceğe yatırım olarak adlandırabiliriz."

SPOR 3'LÜ BİR KOMBİNASYONDUR
Zayıflamada spor ve beslenmenin yanı sıra dinlenmenin de büyük payı olduğunu vurgulayan Emrullah Apaydın, bu sözlerini şu şekilde açıkladı: "İnsanlar aç kalarak da zayıflayabilir fakat önemli olan bu zayıflama evresinde vücuttan gidenin ne olduğu su mu, yağ mı yoksa kas kütlesinden kayıp mı bu çok önemli. Haftalık, aylık ya da yıllık düzenli olarak spor yapmak kesinlikle herkesin uyabileceği bir beslenme programının olması yani sağlıklı yaşam için geçerli olan bir beslenme programı. Bugün baktığınız zaman Amerika bile fastfoodla mücadele ediyor. Onun haricinde şöyle de bir durum var tabi kesinlikle düzenli spor, düzgün ve dengeli beslenme ve vücudun dinlenmesi gerekiyor. Bu üçünün birleştirdiğiniz zaman zaten sağlıklı bir vücuda ve zihne sahip oluyorsunuz."
EN BÜYÜK SUÇ ANTRENÖRLERİN
Sporda yapılan yanlışların en büyük sorumlularının antrenörler olduğunu belirten Apaydın, "Antrenörlerin iş yerinin yoğunluğundan ya da üye sayısının yoğunluğundan dolayı klasik başlangıç, orta ve ileri seviye programları vardır. Kişinin tamamen kendi performansını göz önünde bulundurmadan yapılan programlardır. Klişeleşmiş programları onları uyguluyorlar en büyük suç bu konuda antrenörlerdedir. İnsanlar size güvenip geliyor tabi siz doğru yönlendiremiyorsanız ya da yönlendirmek istemiyorsanız kesinlikle üyenin hiç bir suçu yok tamamen antrenörde bitiyor olay" dedi.
SADECE KADINLARA YÖNELİK ÇÜNK܅
Esprili olarak bu soruyu yanıtlayan Apaydın ter kokusundansa her zaman oje kokusunun daha iyi olduğunu söyleyen Emrullah Apaydın, "Bu zamana kadar gördüğüm problemlerden birisi daha önce çalıştığım İstanbul, Ankara, İzmir Türkiye'nin neresi olursa olsun genellikle bay bayan spor merkezlerinde şu problemle karşılaştım. Talep daha çok erkeklerden olduğu için kadınların bir şekilde rahat davranamama, rahat egzersizler yapamama, rahat kıyafetler tercih edememesinden dolayı. Benim salonumda neden sadece kadınlar var dediğiniz zaman problemlerden birisi kadınların erkeklerle birlikte rahat spor yapamaması, rahat kıyafetler tercih edememesi, erkeklerin kadınlara karşı olan göz tacizi ya da direk temas tacizinden dolayı böyle bir problemin olduğuna ve Manisa'da artık sadece kadınlara yönelik böyle bir yerin açılmasına karar verdim. Artık Manisalı kadınlar özgürce rahat kıyafetler giyerek hiç bir tacize uğramadan gönül rahatlığıyla spor yapabilecekler. Ancak şöyle de denilebilir ter kokusundansa oje kokusu her zaman daha iyidir" diye konuştu.
GIDA TAKVİYELERİ GÖZETİM ALTINDA KULLANILMALI
Kısa sürede kilo vermek için gıda takviyelerinin bilinçsiz kullanımda tehlikeli sonuçlara neden olacağını belirten Apaydın sözlerini şöyle sürdürdü: "Spor yapmadan ya da antremanlarda az kalori harcandığında kadınların ilk tercih ettiği yağ yakıcı likit sıvılar ya da yağ yakıcı haplar. Eczanelerde bile satılıyor bugün ama tek başına gıda takviyesi bir işe yaramaz sonuç olarak adı üstünde aldığınız gıda takviyesini beslenmeyle, sporla ve dinlenmeyle yine desteklenmeli. Önce totalde sporla atabildiğimiz kadar yağı atabilmek sonra zaten otomatik olarak vücudun endokrin merkezi buna ‘dur' diyor. Sonra vücut otomatik olarak yağ yakımını durduruyor vucüt yağ yakıyorsa dışarıdan yağ da almadığında bu sefer yağ yakımı da yavaşlıyor. Vücuttakini idareli kullan diye tepkime veriyor. İşte burada yağ yakıcıyı antrenörün gözetiminde kullanıp bundan sonraki evrede yine yağ yakımını devam ettirebilmek mesele. Malesef Türkiye'de bunun yasa dışı kullanımı çok yaygın. Kesinlikle vücuda zarar veren gıda takviyelerine karşıyız. Ancak doktor gözetimi altında tüm endokrin değerleri normal ise doktor ‘kullanılabilir' derse antrenör gözetiminde kullanılabilir."
Özel haber: Müzeyyen Sarıefe

Editör: TE Bilişim