Şu meret şey ne hale getirdi bizleri, insanlığı:

Evimiz ilkokula yakın, sabah saat 8'de okula giriş zili çalar, zil bizim zamanımızdaydı şimdi müzik çalıyor. Arada bir teneffüs saatleri olmalı cıvıl cıvıl sesler gelirdi. Duyardım ama hissetmezdim.

Bugün onların sokağa çıkma günüydü 14 yaşaltı çocukların. Caddelerde yine onların sesleri. Arkadaşlarıyla sözleşmiş olmalılar, gruplar halinde anneleri yanlarında atlaya zıplaya güle oynaya geziyorlar. Bayrama gider gibiler. Anneleri de süslemiş onları. Bu sesler okul bahçesinden gelen seslerle aynı idi eskisi gibi duydum ama bu sefer duygulandım. Yarınımızın geleceği bunlar deyip koyverdim gitti. Sabah da torunlar çıkarlarken uğramışlardı onlarınkini silemeden arkası geldi.

Umut ne kadar kıymetli bir his, ne kadar ulvi bir duygu. Geleceğimizi hayal edip ümitlenmek, umut etmek, çocuklarımız sayesinde gerçekleşeceğini kabullenip düşünmek onlar üzerine kurgular, planlar geliştirmek, geleceği inşa etmek için onların yetişmeleri, eğitimleri, ahlaklı, dürüst insan olmaları, medeni toplumlardaki temsiliyetleri, becerileri, çağdaş aklı taşımaları, desteklemeleri, milli kültürümüzü yaşatmaları açısından umutlandım.

Onlarda 65 üstü yaşlılar kadar geçen bir zaman diliminde evdeydiler. Ben evde kaldığım müddetçe onlardan kuvvet aldım. Onlar hiçbir zaman sıkıldık demediler. Kör topal internet eğitimi ile öğrenimlerine devam etmek için gayret gösterdiler, sıkılmadılar, yılmadılar. Bu çocukluklarının olgunlaşmış halleri umut denen hislerimi coşturdu. Bu yazıyı çeşitli işlerimin araya girmesiyle duraklayarak çocuk seslerinin başladığı saatten seslerin duyulmadığı saate kadar yazdım. Şu anda ortalık sessiz sokaklar sakin cıvıtılar duyulmuyor. Belli ki evlerine girmişler. Oysa normal zamanda bu mevsimde çocuklar akşam karanlığına kadar evlerine girmek bilmiyorlardı.

Kuş seslerini duyduğumuz da kulak kabartır dinlemeye çalışırız. Çocuklarımızı da duymadığımızda dinleriz duyalım diyerek.

O cıvıltı, şakalaşma, oyun bağırışmaları, dediğimiz sesler, istiklal ve istikbalimizin sesiymiş. Bir an duymayınca kaybettim sandım.