Arslan'ın kızı yaptığı açıklamada yaşadığı süreci anlattı. Aslı Arslan şu ifadelere yer verdi:
"Ben, doğum yeri babasının görev yeri olması dolayısıyla Şanlıurfa olan, eğitim hayatı boyunca her sınıfını başka şehirde başka okulda okumuş, babasının vatan millet uğruna Terörle mücadelede olabilecek en zor şartlardaki görev yerinden sesini duyarak hafta sonunu geçiren ARSLAN ailesinin en büyük çocuğu Aslı ARSLAN.
Tuğgeneral Yavuz Ekrem ARSLAN'ın kızı olmaktan ve ARSLAN ailesinin bir üyesi olmaktan onur, gurur ve şeref duyduğumu ifade etmek isterim.
Babam, ailecek gittiğimiz tatilde, yıllık izninde dahi vatan millet meseleleri hakkında bizleri yönlendirmeye çalışacak kadar bilinçli ve Atatürk'ün kurmuş olduğu ordunun şerefli bir generali olarak sıradan bir vatandaş gibi aileden gelen telefon ile durumu televizyonlardan izlemiştir. Benden telefonunu isteyip yerine vekâlet eden komutanı arayıp herhangi sorun olup olmadığını sorup, bir sıkıntı yok ama hayırdır acaba bomba ihbarı mı diyerek benimle durumu konuşuyordu. Tekrar gelen telefon üzerine izin iptali ve generallerin görev yerlerine dönme emri ile onu damadı sivil şekilde kendi aracı ile götürmüştür ve tüm gece yanındadır. Yolda Vali Bey'in araması üzerine; yolda olduğunu merak edilecek bir durum olmadığını söylemiştir."
MANİSA HALKININ ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN TATİLİNİ BIRAKIP YOLA ÇIKTI
Açıklaması devamında Arslan, "2. Kere arayan vali Bey'e ben tüm tedbirleri aldım koordineli olalım merak etmeyin diyerek durumu kontrol altında tutmuş gerekli bilgiyi vermiştir hatta vali bey den konuta, merkez komutanlığına, askeri birliklere yapılan tecavüzler için asker çıkartmanın doğru olmayacağını, askeri vatandaş ile bir araya getirmemek adına polisin korumasını istemiştir, vali bey de yardımcı olacağını iletmiştir. Tüm gerekli önlemleri alıp sayfanın başında haberleri paylaştığım gerçek dışı olan yanlış bilgiler ile halkı haneye tecavüze teşvik etmesi bile asker çıkartması için bir sebepken bu denli ince düşünüp Manisa Halkının herhangi bir zarar görmemesi için tatilini, ailesini bırakıp görev başında asıl nöbette olan onurlu bir general için yapılabilecek ve kabullenmesi mümkün olmayan bir iddiadır. Bir insanın hem de askerlik kadar onurlu gururlu bir görev adamının bu gibi belli belirsiz haberler ile karalanması dahi psikolojik bir baskı ve yanlış algı oluşturmaktadır. Saat 22.38'de aldığı telefonla bu olayları öğrenen ve yarım saate yakın bir zaman sonra yola çıkan gece 01.00 - 01.20 arasında Tugayına gelen ve tüm gerekli tedbirleri alıp bunu üstleri ile paylaşan,3 yıl boyunca onurlu, örnek olabilecek bir şekilde görev yaptığı Manisa da insanları yanlış haberler ile yönlendirmek kadar yanlış bir durum olamaz." Dedi.


KANIT VE DELİL OLMADAN BU İTHAM ALTINDA KALMASI KABUL EDİLEMEZ
"Harbiye'den mezun olurken etmiş olduğu yemin gereği Cumhuriyete bağlılık, başta anayasa olmak üzere kanun ve nizamlara sadakatle hizmet etmeyi kendisine şair edinmiş bir subayın, mesleki yaşantısı boyunca da bu kavramları başta Cumhuriyet değerleri ve Atatürk milliyetçiliği olmak üzere vatan ve milletine büyük bir inanç ile hizmet etmiştir. Bu güne kadar yaklaşık 100000 ne yakın Mehmetçik ile muhatap olup şuan daki görevi üzerine acemi erlere her şeyden önce Cumhuriyet değerlerine inanmalarını vatan ve milleti uğruna gerektiğinde seve seve canlarını feda etmelerini, yaptırdığı ant içme merasimleriyle vatan cumhuriyet değerlerine bağlı kalmalarını başta Anayasa olmak üzere kanun ve nizamlara tam olarak itaat etmelerini öğretip ve ailelerinin yanlarına bu şekilde yollayan ve bu değerleri hayatında olmazsa olmaz tutan bir komutan asla milletin üzerine ateş açan darbeciler ile bir tutulamaz."
GERÇEK ADALET İSTİYORUZ
Aslı Arslan devamında babası Yavuz Ekrem Arslan için gerçek bir adalet istediklerini belirterek, "Bu gibi esasları kendisine benimseyen bir komutanın hiçbir delil hiçbir kanıt ve hiçbir tehlike oluşturacak bir durum olmamasına rağmen bu itham altında kalması kabul edilemez. Tuğgeneral Yavuz Ekrem ARSLAN'ın iade-i itibarı için gerçek adalet istiyoruz. Çeşitli şehirlerde beraber okumuş olduğum zamanında Balyoz ve Ergenekon'dan yargılanmış ve suçsuzluğu ispat edilen arkadaşlarımın hayatından çalınanları kimsenin yerine koyamayacağı gibi aynı şeylerin olmaması için sabırla bekliyoruz." İfadelerini kullanarak açıklamasını sonlandırdı.
Editör: TE Bilişim