CHP Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, parti binasında düzenlediği basın toplantısında partisini olağanüstü kongreye götüren ve aday olmayacağını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na suçlamalarda bulundu. Biçer, Davutoğlu'nun ülkenin içindeki kötü durumda payının büyük olduğunu ve haklarını helal etmeyeceklerini belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Biçer, partisinin il teşkilatında düzenlediği basın toplantısında Başbakan Davutoğlu'nun partisini 22 Mayıs'ta olağanüstü kongreye götürme kararını değerlendirdi. Toplantıya CHP Manisa İl Başkanı Halil Tokul ve çok sayıda partili katıldı.
Açıklamasına Davutoğlu'nun veda konuşmasında yaptığı sözlerine gönderme yaparak başlayan CHP Manisa Milletvekili Biçer, "Davutoğlu sevaplarını sayıp döküyor, boyundan da kısa olan bir dönemi içeren başbakanlığı süresindeki, siyasi, ahlaki ve vicdani sorumluluklarından, suçlarından, günahlarından hiç bahsetmiyor. Davutoğlu, istemediği halde almak zorunda bırakıldığı kararın gerekçesini açıklayamama acizliğini ve burukluğunu ‘Ben yanlış yapmadım. Bana yanlış yapıldı' anlamındaki sözleriyle örtmeye çalışıyordu. Hâlâ gerçeği saptırıyor, MKYK'daki meydan okumayı yol arkadaşlarına bağlıyor."
GÖZDAĞI VERİLDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kullanılıp bir kenara atıldığını öne süren Biçer, şöyle konuştu:
"Davutoğlu yaşadığı trajik son ile kullanılıp atılmışlar listesinin ilk basamağına yükseldi. Kendisi dahil dünya siyasi tarihinin tüm dinamik aktörleriyle sorunlu hale gelmiş bu kirli, karanlık iktidar Davutoğlu'nun günahlarıyla büyümüştür. Bunu hepimiz biliyoruz. Onu kullanıp atan biricik iktidar ise onun gidişiyle kendi krizinden çıkmaya çalışıyor. AKP'li Aydın Ünal'ın ‘Bundan sonra düşük profilli başbakan olacak' demesi, bu da trajik komik sanki bugüne kadar yüksek profilli bir başbakan varmış gibi Erdoğan'ın 6 Mayıs'taki açıklamaları rejimin fiilen değişikliğinin de tescili. Erdoğan, Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde parlamenter sistemin yetersizliğini ispata çalıştı. Görünen o ki bundan sonra da topyekün olarak parlamentonun yetersizliği fikrinin üzerine gidecekler. Davutoğlu'nun bu süre içinde bağımsız olmasa bile özerk olma çabaları ne yazık ki onu kurtarmaya yetmedi ve yaşadığı bu trajik son bundan sonraki başbakanlara da Erdoğan eliyle verilmiş bir gözdağı."
İKİ DUDAK DEMOKRASİSİ BAŞLADI
Davutoğlu'nu korkak olmakla suçlayan Biçer, açıklamasına şöyle devam etti:
"Korkusu ve korkaklığı ülkemizde açık bir darbeye yol açmıştır. Ol deyince olunan, öl deyince ölünen iki dudak demokrasisi başlamıştır. Davutoğlu'nun derdest edilme süreci 7 Haziran, 1 Kasım dönemlerinde ve dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinden bağımsız düşünülemez. Dokunulmazlıkların kaldırılması, anayasa değişikliği ve Kürt politikasındaki kopuş ile Erdoğan'ın yeni politikalarının sonucunda bölgedeki şiddet giderek artacaktır. Sarayın dış politikayı belirleyecek doğrudan müdahalesi Avrupa'dan da kopuş emareleri ve Orta Doğu politikalarında çok daha radikal bir dönemi getirmektedir. Suriye, Kuzey Irak, Rojava ile Kürt sorununun artık bir iç sorun olmadığı göz önündedir ve bu 3 nokta ülkenin yeni rotasına yön verecek şekilde önemli gelişmelere gebedir. Davutoğlu'nun trajik vedasını izlerken ürettiği IŞİD Kilis'i vurmaya devam ediyor. Balkonlarda gönül coğrafyalarına selam yollama telaşındaki uzun ve kısa adamın Kilis'teki ölümlere söyleyecek hiçbir sözü yok çünkü bu durum direkt olarak kendi oluşturdukları bir sonuç."
PİYASA FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİĞİ YAŞIYOR
Yaşanan gelişmelerin ekonomide fırtına öncesi bir sessizliğe neden olduğunu kaydeden Biçer, açıklamasını şöyle tamamladı: " Tüm bu kara tablo ve senaryoların müsebbibinin siyasi idamından sonra 22 Mayıs'taki cenaze töreninde ‘Nasıl bilirdiniz?' sorusuna ülkemizdeki milyonlarca insan gibi ‘Kötü bilirdik', ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?' sorusuna da ‘Etmiyoruz' hatta ‘Haram olsun' diyeceğiz. Ama hesabı da öteki tarafa bırakmayacağız."
Editör: TE Bilişim