Hayatındaki  direksiyonu elinden bırakmayanlara…

‘Kontrol’ kelimesi Fransızca ‘controler’ denetlemek fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Latince ‘contra rotulare’ ‘İki defteri kıyaslayarak tahkik etmek’ deyiminden evrilmiştir.

İnsan, yaradılışı gereği kendini hayat boyu güvenli bölgede tutmak ister. Anatomik ve zihinsel olarak beden kendini dışarıdan gelebilecek tüm kötü olasılıklara karşı koruma altına alır. Organlarımız, hücrelerimiz, nörolojik fonksiyonlarımız bu sisteme göre işler.

Ne var ki bizler bu durumu kendi kurmaca dünyamız ile oldukça entrikalı hale getirmeyi başarırız. Hayatımızda her şeyi kontrol edebileceğimiz yanılgısına düşeriz. Tüm ihtimalleri, bir yargıç edasıyla masaya yatırır ve hükmü, yaşanacakların celladı misali çoktan veririz. Amaç güvende olmak, zarar görmemektir. Fakat tüm hakimiyeti eline alma arzusu, insanı kendi hayatına kör kılabilir.

Öyle bir körlük ki bu, bir ömür taşıdığı yüreğine, hislerine yabancılaşır insan. Çünkü akılla yapılan uzun tartışmalar sonucu karar verilmiştir bir kere. ‘Şu cümleyi kurmalıyım.’’Böyle hissetmemeliyim.’’Bu durumda böyle davranmamalıyım.’ Bu cümleler tanıdık geliyor mu?

Hep bir şeyleri hale yola koyma çabası… En iyisini yapma gayesi… ‘O olsun ama öyle değil böyle olsun. Böyle olurken şöyle de olsun.’ Bu kontrol şeritleri sürer gider. Kontrol altına alınan, mekanikleşir. Doğallığını kaybeder. Oysa en yaratıcı fikirler geldiği gibidir. Hayaller olduğu gibi… İnsan da özü gibi çok güzeldir.

 Halbuki teslimiyet kadar bir varoluş biçimi var mı? ‘Ben dünyayım! Evren ile birim! Düzene sonsuz güveniyorum. ‘ deme şeklidir teslimiyet…  Evren, ne olursa olsun bize doğru yolu gösterir. Biz istediğimiz kadar plan yapalım. Zihnimizde dekora edelim tüm olacakları. Ama o bir kenarda bizi seyredip ‘Ne yapıyor bu?’ diye  uzun uzun bakar bize.

Öyle muazzam denge var ki bu hayatta! Evren alıyor seni, yakandan tutuyor ve olman gereken yere koyuyor bir güzel. Yaşanılan her olay nedenli bir deneyimdir. Rüzgarın bile nedenli estiği bu dünyada nedensiz ne olabilir ki?

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…  Hoşça kalın…