Merhaba, bu hafta bağışlamaktan bahsedeceğim. Yeryüzünde, gökyüzünde nerede olursan ol en zor yapacaklarından birisi belki de. Peki bir başkasını mı kendini mi bağışlamak kolay olanı.

Hepimiz kocaman evrende bir noktadan küçük olsak da yaşadığımız olayların büyüklüğü içinde kayboluyoruz. Bu da dünyaya ve dünyalılara has bir özellik olsa gerek. Bu kimsenin suçu değil. Buradaysak ve yaşadıklarımız her neyse öğrenmemiz gerekenler için bizimle.

Dünya, insanların maneviyatlarını fark ederek özlerine ulaşmak için bir yer olmasa ne işimiz var ki burada. Para kazanmak için mi? Miras bırakmak için mi? Gezmek için mi? Çocuk büyütmek için mi? İnsanlara yardım etmek için mi? Ya da daha neler için. Eğer bu yolların her birini öze giden yolunu bulmak için kullanıyorsan ne mutlu sana. Sahi ne işine yarıyor gün içinde yaptıkların? Ne olacak bunun sonunda.  

Bütün bu sürecin içinde bir de altında ezildiklerimiz var. Kendimize kızgınlıklarımız, başkalarımıza kızgınlıklarımız ve bu duygunun içinde kaybolmamız. Aslında hepsinin altında yatan duygu bizi alt üst eden. Bağışlamak burada devreye giriyor.

Hiç, birini bağışladığınız gibi kendinizi bağışladınız mı? Bu sınav o kadar büyük geliyor ki insana niye bu kadar hoyratız? Kendimize kibar, kendimize, saygılı, kendimize sevgi dolu hissettiğimizde bağışladığımızı anlıyoruz.

Başkalarını bağışlamak da kolay değil. Yaşanan duyguyu tetiklediğinde ayağa kalkıyor tüm zihin ve varlığını tehdit algılıyor karşısındakinin. İşte bu dürtüsellik. Oysa ki hepimizin yetkinliği var kendimizi yönetmeye dair. Ve bunu gönülden hissetmek, istemek önemli.

O an yaptığın seçimleri sahiplenmekten başla. ‘Ben buyum kendimi kabul ediyor şefkat gösteriyorum. Yaşadıklarımdan öğrendiğimi çantama atıp yoluma devam ediyorum.’ Sloganın olsun. Kendini bağışladığını sen nasıl anlardın. Bul cevabını. Senden başka kimse bilemez iç dünyanı. Sonra da peki bunun için ne yapmalıyım? Deyip dinle iç güdülerini. Onun cevabı ta derinlerde, biraz sabırlı ol bekle gelecek cevabı. Onu da at çantana. Hayatla uyumlandığında bir bir çıkacak çantanın içinden biriktirdiklerin. Unutma; nefes aldığın sürece umut vardır.

Sağlıkla kalın. Hoşçakalın.