Merhaba sevgili okuyucular,

Uzun bir aradan sonra tekrar sizinle bir paylaşımda bulunmak üzereyim.

Şu an neredesiniz, ne yapıyorsunuz bir düşünmenizi istiyorum? Bulunduğunuz yeri, kendinizi, duygu ve düşüncelerinizi bir gözden geçirmek için kendinizi bir sorgulayın.

Bugün sorular üzerine konuşacağız. Sorulmayan sorular, unutulan sorular…

Çok sevdiğim bir soru var; Sen kimsin, ben kimim? Bu sorular çoğu zaman asıl işlevini gerçekleştirmek için kullanılmamaktadır.

Sahi kimsiniz siz veya biz/ben? Onlarca özelliğimiz vardır değil mi? Hatırlayamadığımız veya farkında olmadıklarımız da tabi.

-Çokça özelliğimiz var çokça sevdiğimiz/sevmediğimiz yanlarımız var. Kendimizi tanıdığımızı düşünürüz. Belki tanırız ama yeterli midir bizim için bilinmez. Kendimize sormamız gereken sorular sadece bize sorulduğunda söyleyebildiğimiz sorulardır. Aslında bu soruları sıklıkla kendimize sormalıyız ki hayatımızı kontrol edebilelim ve yönlendirebilelim.

-Ben neredeyim? (mekan, zaman, hedefler, v.s)

-Ne hissediyorum? (korku, üzüntü, mutluluk, kararsızlık, karamsarlık, v.s)

-Ne olsun istiyorum? (amaç, hedef, gelecek, v.s)

-Ne yapmalıyım? (kendim için)

Yaşadığımız olaylar karşısında, kişiler karşısında, mevcut hayatımız için bu soruları sorduğunuz takdirde kendinizi tazelemiş olacaksınız.

Sorular karşısında verilecek cevaplar, içinde bulunduğunuz olumlu/olumsuz durumları kendi özellikleriniz ve benliğiniz çerçevesince değerlendirip sizin için en doğru ve en sağlıklı yönelimi sağlayacaktır.

Çoğu zaman doğru kararlar veremeyiz yahut doğru bir karar vermediğimizi düşünerek memnuniyetsiz olmaktayız. Sanki daha iyi sonuçlar, daha iyi seçeneklerin var olduğu ve bizim bu durumdan mahrum kaldığımız hissine kapılırız.

Oysaki doğru çözümlemeyi yapmamış ve aslında kendi düşünce ve isteklerimizin ötesinde başka ölçütler öne çıkartmışızdır. Bu sonuçla birlikte içimizde garip, içi tam dolu olmayan ve güvensiz bir his oluşur. Ya da sonuç yaşandığında istediğimiz/beklediğimiz sonucun olmadığıyla yüzleşiriz.

Somutlaştıralım; ‘’Her şey yolunda değilken birdenbire bir kurumdan iş teklifi yapıldı size. Dolgun ve istenilen bir maaş, iyi çalışma koşulları ve hedeflenen yaşam için iyi ve geri çevrilmeyecek bir teklif. Çalışılacak kurum ve pozisyon baz alındığında saygınlığı iyi bir meslek. Kısaca her şey istenilen düzeyde. Teklifi kabul edip işe başlıyorsunuz. Heyecanlı ve istekli bir şekilde işe başlıyorsunuz. İş arkadaşları, müdürler ve yapılan iş konusunda memnuniyet devam etmektedir. Ancak zaman ilerledikçe size verilen işler, davranışlar, beklentiler değişmektedir. Sizin dışınızda sizi çok da iyi hissettirmeyen gelişmeler olmaktadır. Garip bir şekilde iyi hissetmiyor ve rahatsız hissetmeye başlıyorsunuz. İşe isteyerek gelmiyor, zamanın hızlı bir şekilde geçip bir an evvel dinlenmek için eve ulaşmak istiyorsunuz. Çok da zorlanacağınız bir iş yaşamıyla karşı karşıyasınız. Tam manasıyla sorulmayan soruları sorma vaktiniz gelmiştir.’’

İçinde bulunulan duruma farkındalık oluşturmak ve doğru çözümler bulabilmek adına yukarıda belirttiğimiz soruların cevapları düşünülmelidir.

Kendinize yönelteceğiniz bu sorular sizin sosyal yaşamınızı istediğiniz şekilde devam ettirmeyen ve sizi rahatsız eden bu yaşantılar veya kişiler karşısında daha sağlıklı ve daha doğru bir davranışta bulunmanızı sağlayacaktır. Kişi kendini tanıdığı ve aslında neyin kendisini iyi hissettirdiğini bildiği takdirde istenilen bir yaşam için hazır olacaktır.

Kendimizi, isteklerimizi, hayallerimizi bilmediğimiz her zaman diliminde tam iyilik ve mutluluk halini sağlayamayız ve ulaşamayız.

Şimdi soruyorum; ‘’bir şey sorabilir misin?’’