Geçirdiğimiz bu günlerde, sosyal medya ile daha çok iç içeyiz. Hepimizin elinin altında olan sosyal medyada, güncel durumlardan anında haberdar olabiliyoruz. (Tabi ne kadarı doğru bilgi, orası tartışmaya açık bir konu.)

Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği günlerde dikkatimi çeken bir husus var ki beni oldukça şaşırmakla beraber düşündürmekte de. Sosyal medyada karşılaştığımız görüntülere, hiç düşünmeden yorum yapıyoruz, kötülediğimiz kişinin kim olduğunu, mahremiyetini hiç gözetmeksizin aklımıza geleni yazıyoruz.

Kulaktan kulağa oynayan çocuklar misali bir haberin bilmem kaçıncı değişikliğe uğramış şekline yorumumuzu yapıyoruz da yapıyoruz. Bu kadar acımasızca davranmamızın nedeni, belki de kınadığımız durumun kendimizin de bir zamanlar yapmış olmasıdır. Belki de hiç düşünmeden yazdıklarımız, vicdan temizliğimize yardımcı oluyorlardır. Duyarlı birey olmak adına etiketleme yapmak, bizi daha iyi bir insan yapmaz. Bizi, empati duygusu noksan, saygısız bir insan yapar.

Saygısızlık, sadece fiilen yapılan bir davranış değildir ki! Psikolojik olarak da pekala yapılabilir. Habersizce fotoğrafları çekilip bir de üstüne üstlük mizah yapan şahıslar gibi… Zaten afişe ettiklerimiz çoğunlukla gördüğümüzü sandığımız yanlışlardır.

Diyorum ki: Kötülemeden iyi, yanlışı ortaya sermeden de doğru insan olabiliriz. İnanın, bilinçli vatandaş imajı çizmek, mizah yapmak adına çaba vermek yerine, görmek istediğimiz duruma göre davranarak örnek olabiliriz.

Emin olun örnek olmak, afişe ettiğimiz yanlıştan daha çok akılda kalacaktır ve daha faydalı olacaktır. Dünyayı, ortaya serilen daha çok deşilen yanlışlar değil, bulaştırdığımız güzellikler kurtaracak. Birbirimiz ile neyi paylaşırsak, onu çoğaltırız hayatımızda. Aşikar edeceksek,  güzeli aşikar edelim.

 Son sözümü ise Hz. Mevlana’nın öğüdü ile bitirmek istiyorum:

‘Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.’

İyi günler diliyorum.